Dünyayı seven din adamları, hakikatte dünya adamlarıdır. Kötü âlimler bunlardır. İnsanların en alçağı bunlardır!
Sual: Mal, mülk, makam ve dünyalık peşinde koşan din adamları hakkında dinimiz ne bildirmektedir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak büyük İslâm âlimi imâm-ı Ahmed Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Dünyalık peşinde olan din adamlarının sözlerini dinlemek, kitaplarını okumak, zehir yemek gibi zararlıdır. Kötü din adamlarının zararları, bulaşıcıdır. Cemiyetleri bozar, milletleri parçalar. Geçmişte İslam devletlerinin başlarına gelen felaketlere hep kötü din adamları sebep oldu. Devlet adamlarını doğru yoldan bunlar saptırdı. Peygamber Efendimiz;
(Müslümanlar yetmişüç fırkaya bölünecek. Bunların yetmişikisi Cehenneme gidecek. Yalnız bir fırkası Cehennemden kurtulacak!) buyurdu.
Doğru yoldan ayrılan bu yetmişiki sapık fırkanın reisleri, hep kötü din adamları idi. Cahil bir yobazın zararının başkalarına bulaşması az görülmüştür. Cahil ve sapık tekke şeyhleri de, kötü din adamlarıdır. Bunların da zararları başkalarına bulaşır. Peygamber Efenimiz;
(Kıyamet gününde, en şiddetli azab görecek kimse, Allahü teâlânın kendi ilminden, kendisini faydalandırdığı âlimdir) buyurdu.
Allahü teâlânın kıymet verdiği ve her şeyin en şereflisi olan ilmi, mal, mevki kapmaya ve başa geçmeye vesile edenlere, bu ilim zararlı olmaz mı? Hâlbuki, dünyaya düşkün olmak, Allahü teâlânın hiç sevmediği bir şeydir. O hâlde, Allahü teâlânın kıymet verdiği ilmi, Onun sevmediği yolda harcamak, çok çirkin bir iştir. Onun kıymet verdiğini kötülemek, sevmediğini de kıymetlendirmek, yükseltmek demektir. Açıkçası, Allahü teâlâya karşı durmak demektir.
Ders vermek, vaaz etmek ve dinî yazı, kitap, mecmua, dergi çıkarmak, ancak, Allah rızası için olduğu vakit ve mevki, mal ve şöhret kazanmak için olmadığı zaman faydalı olur. Böyle halis, temiz düşünmenin alameti de, dünyaya düşkün olmamaktır.
Bu belaya düşmüş, dünyayı seven din adamları, hakikatte dünya adamlarıdır. Kötü âlimler bunlardır. İnsanların en alçağı bunlardır. Din, iman hırsızları bunlardır. Hâlbuki bunlar, kendilerini din adamı, ahiret adamı ve insanların en iyisi sanır ve tanıtır. Hâlbuki dünyaya gönül kaptırmayan, mal, mevki, şöhret kazanmak, başa geçmek sevdasında olmayan din âlimleri, gerçek ahiret adamlarıdır.”

