Ramazan sömürüsü

A -
A +
Basında muntazaman her gün dinî muhtevalı sayfa yayınlayan tek gazete Türkiye. Misyonumuzun nişanesi olan o sayfadan 28 Şubat döneminde bile -baskılara rağmen- taviz verilmedi. Bu ay vesileyle dinî sayfamıza iki de ramazan sayfası ilave ettik. Bayrama kadar dolu dolu üç sayfa ile karşınızda olacağız.
Maalesef birçok gazete bu ülkenin ekseriyetinin Müslüman olduğunu ancak ramazandan ramazana hatırlıyor. Bu ay vesilesiyle bol bol promosyon dağıtıp maddi kazanç sağlıyorlar.
Hele bazıları var ki... Onlara göre ramazan zayıflamak, yaz sıcağı, pide, tatil ve hatta banka kredisi demek. Geçen gün iki gazetede turizm haberi vardı. Sektör temsilcileri Ankara’ya demiş ki: "Aman Ramazan Bayramı tatili 9 gün olsun, bu sene Rusya'dan dolayı zarardayız..."
Talebe diyeceğimiz yok. İki gazete de Ramazan Bayramı haberinin altına havuzdan çıkan bikinili kadın fotoğrafı koymuştu. Hâle bakın! Bir sayfaya ayet hadis koyup, karşı sayfayı yarı çıplak magazin haberleriyle doldurabiliyorlar mesela...
Belli ki kimisi iş olsun diye yapıyor. Kimisinin derdi ise suyu bulandırmak.
Yine kanallarda abuk subuk fetvalar yağdıracak, her sene milyon kere sorulan sorularla kafaları karıştırmaya çalışacaklar...
Siz en iyisi mi rotanızı şaşmayın, bu ramazan da gazeteniz Türkiye’de kalın.
Bu vesileyle okurlarımIzın ramazanını tebrik eder, hayırlar getirmesini dileriz.
 
Medya ve nefret dili
Yazar Metin Kaçan ve spiker Alp Buğdaycı, 21 yıl önce bir kadına tecavüz ve işkence iddialarıyla gündeme geldiler. Türkiye uzun yıllar bu ikiliyi konuştu. Davaları yıllarca sürdü. Kaçan 2013’te Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar etti. Buğdaycı ise geçtiğimiz günlerde cezaevinde ölü bulundu. Metin Kaçan’ın ölümünden sonra ağabeyi Hasan Kaçan, kardeşinin katilinin bir kısım medya olduğunu söyledi. Çünkü olay, gazetelerin manşetinden hiç düşmedi. Basın, yargılanmalarını beklemeyip ikiliyi infaz etti. Kaçan bu yüzden cezaevinde bıçaklandı. Yazar ve spikerin o geceye dair ahlaken savunulacak hiçbir tarafı yoktu. Nitekim Buğdaycı yıllar sonra nasıl dibe vurduklarını kendisi anlattı.
Sonraki yıllarda Tuğba Özay’dan Deniz Seki’ye, Haluk Levent’ten İzzet Yıldızhan’a kadar birçok ünlünün ismi skandallarla anıldı. Bazıları yüz kızartıcı suçtan hapis bile yattı. Ama onlara hiçbir şey olmadı. Aksine yıldızları parladı. Uyuşturucu partilerinde basılanlar, dizilerin başrol oyuncuları, reklam filmlerinin arananları oldu. Türkiye’de her türlü ahlaksızlığı sergileyebilir, milletin mukaddes değerlerine sövebilir, rezaletten rezalete dalış yapabilirsiniz... Bu medya sizi aklar. Yeter ki iktidara yakın durmayın. Hedefe koyarlar sizi hayatınızı tarumar ederler. Örnek: Yavuz Bingöl...

Ramazan sömürüsü
Logolar ve gazeteler
Üç ay önce kayyum atanan Zaman gazetesi, 16 yıllık logosunu değiştirdi. Yeni yönetim maviden siyaha geçiş yaptı. Yayın hayatına 1986 yılında başlayan Zaman, tespit edebildiğim kadarıyla 6 defa logo değişikliğine gitti. Zaman’ın ardından birçok gazete logosunu yeniledi. Mesela Radikal hem logosunu hem ebadını değiştirdi ama tutunamadı ve tarihe karıştı.
Uzanların kurduğu ve bugün Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Star gazetesi tarihinde en az 5 defa farklı bir logo ile okurlarının karşısına çıktı. Sahibi ve yayın politikası değiştikçe logo da farklılaştı. Son değişiklik eylül ayında yapıldı.
Sahibi ve çizgisi değişmeyen tek gazete Türkiye etkinliğini artırmak için 43 yıllık logosunu 2013 yılında yeniledi. Ekonomi temalı Dünya gazetesi bile kırmızı logoya döndü.
Sadece gazeteler mi? TRT’den TGRT’ye, Show’dan Star’a, Kanal 7’den Ülke Tv’ye kadar birçok kanal da bu furyadan nasibini aldı. Kanal D’nin de yeni dönemde radikal bir logo ile izleyiciyle buluşacağı dillendiriliyor...

Ramazan sömürüsü
Aras’ın hakkı...
Osmaniyeli komiser Mustafa Sarı 27 yaşındaydı. 6 Haziran 2013 günü Adana'da Gezi Parkı'nı bahane ederek olay çıkaranlara müdahale için görevlendirilmişti. Köprüden düşüp şehit oldu. Geride, karnındaki üç aylık bebeğiyle gözü yaşlı bir eş bıraktı. SGK "vazife malûlü" dedi Mustafa Komiser için. Ailesine şehit yakınlarına sağlanan hakların verilmesi sağlandı. Fakat idare mahkemesi kararı iptal etti. Üst mahkeme ise son noktayı koydu ve komiserin "terör şehidi" olduğuna hükmetti. Aradan 3 yıl geçti. Medyanın gündeminde Berkin Elvan, Ali İsmail, Ethem Sarısülük var… Pekiyi Mustafa Komiseri kim hatırlıyor? Ya babasının ölümünden altı ay sonra doğan oğlu Aras’ı? Ne günahı vardı doğmamış bebeğin? O ve onun gibi onlarcası medyanın ilgi alanına girmiyor/ giremiyor. Maalesef…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.