TEOG’daki Hal(il)

A -
A +
Geçtiğimiz hafta yapılan TEOG sınavında adaylara 15 Temmuz ile ilgili bir soru yöneltildi. Metinde şu ifadeler yer alıyordu: "Halil, ülkesinin karanlık güçler tarafından işgal edilmek üzere olduğunu anladığında bunu engellemek için bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. Duasını edip, ailesiyle helalleşip Allah'a sığınarak evden ayrıldı."
Bu güncel ve harika soru Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan'ı da sevindirmiş ki "Halil diyor, vatan diyor, dua diyor yahu. Bizim sınavlarda böyle sorular vardı da biz mi çözmedik?” diye tweet attı. Gerçekten yazar, heyecanlanmasında haklı.
Ancak işin, görünenin dışında başka bir boyutu var.
Birincisi bu, Türkçe değil, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi sorusu.
İkincisi, Din Kültürü testinde adaylara 20 soru yöneltilmiş. Ne var ki bunlardan bir tanesi bile bilgiyi ölçmeye dayalı değil. Hepsi de bildiğin Türkçe paragraf sorusu.
Bizim zamanımızda Din Kültürü testinde resmî ideolojinin yavan, dine mesafeli, ruhsuz ve seküler yönünü ele veren üç beş soru yöneltilir, ama arada sünnet, farz, namaz, oruç vs. İslamiyet’in esasını oluşturan konularda da sorular sorulurdu. Maalesef bu TEOG’da bırakın bunları, Sevgili Peygamberimizle ilgili bile tek bir soru sorulmuş. Onda da Hazreti Muhammed’in mübarek isimleri zikredilmemiş ve "Hz. Peygamber" denilmiş. Oysa 124 binden ziyade peygamber gelip geçti. Hepsi de "hazreti peygamber"di. Ayrıca bu tabir (yani peygamberimizin ismini söylememe) Fetullah Gülen’in dinler arası diyalog tuzağının bir ürünüdür.
Mukayese etmek belki doğru değil ama bir tespitimi daha paylaşayım. TEOG İnkılap Tarihi testinin 20 sorusunun 9'u Atatürk ile ilgiliydi ve doğrudan ismi zikredilmişti.
 
TEOG’daki Hal(il)
Bu da oldu!
Eşeği düğüne çağırmışlar 'Ya su lazımdır ya odun' demiş. İbrahim Saraçoğlu, eşek sütü reklamı için eşeği canlı yayına çıkardı.
 
Yandaşlığın röportajı
-"Sizin o şahane çıkışınız, bütün sosyal medyayı salladı. Hepimiz "Helal olsun!" dedik. Bir daha göremeyenler, okuyamayanlar için tekrarlar mısınız?”
-“Harikasınız! Bu ülkede pek çok insanın hissiyatını yansıttınız. Peki bu önerge iptal olmazsa ne yapmayı düşünüyorsunuz?”
Bunlar "röportaj gurusu" Ayşe Arman'ın CHP milletvekili Gülay Yedekçi'ye sorduğu sorular. Düşünün, bizim mahalleden bir gazetecinin AK Parti'li bir milletvekiline "Şahanesiniz, harikasınız" dediğini... Nasıl da adamı tefe koyarlar.
 
Asıl siz yanlış anladınız
ABD'de Şükran Günü'nden sonra gelen ilk cuma "Black Friday" (Kara Cuma) olarak adlandırılıyor. O gün mağazalar büyük indirimlere gidiyor. Millet alışverişe çıktığı için trafik sıkışıyor. Bu yüzden yerel bir gazete bu günün adını "Kara Cuma" koymuş. Cuma Müslümanın bayram günü, niye onlara kara olsun ki!
Başakşehir Futbol Kulübü de bu düşünceden hareketle "Cuma günü kara değil, hayırlıdır" sloganıyla karşı kampanya başlattı ve Başakşehir Store'da indirime gitti. Bu adımı haberleştiren CNN Türk "Başakşehir 'Kara Cuma'yı tamamen yanlış anlamış, mesele trafikle ilgili” diye yazdı. Oysa itiraz edilen ne alışveriş ne de trafik. “Cuma” ve “kara” kelimesinin yan yana getirilmiş olması. Başakşehir ekibi meseleyi çok iyi anlamış da CNN Türk ekibi anlayamamış. Bu konuda hassasiyet olmayınca bu hâle düşmeleri normal tabii.
 
“İçeri”den haberler
Cezaevlerini ziyaret eden CHP milletvekilleri ikidir ‘içeri’den haberler veriyor.
Önce Veli Ağbaba gitti, sonra da Utku Çakırözer.
Mehmet Altan, Ahmet Altan, Şahin Alpay, Atilla Taş, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu vd. ile görüştüler. Ne söylediklerini de satır satır Cumhuriyet’te yayınladılar.
İçerideki kalemşorlar “mektup yasak zarf yok, kitap eksik masa yok” diye şikâyet ediyor.
Mektuba ne gerek var? CHP’li ulaklar geliyor dinliyor sizi. Cezaevinde binlerce tutuklu bulunuyor. Hangisinin sizin kadar böyle ‘lüksü’ var?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.