Gazetecilik, casusluk ve kamu yararı

A -
A +
 
Odatv denilen fitne fücur yuvasının Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ‘casusluk’ suçlamasıyla gözaltına alındı ve tutuklandı.
İfade tutanaklarına göre Yıldız, bir etkinlikte tanıştığı astsubaydan Suriye’deki sınır birlikleriyle ilgili bilgi almış. Bazı belgelerin eski emniyet müdürü olan eşinin telefonuna gönderilmesini istemiş.
Libya'da görevlendirilen generalin ismini de bu astsubaydan aldığı bilgiler doğrultusunda yazmış...
Gazetecinin kaynağı herkes olabilir. Gazeteci savcıdan da polisten de askerden de siyasetçiden de bilgi alabilir. Kaynağını açıklamak zorunda da değildir. Başka bir meslek grubunda olmayan hak, kanunlarla koruma altındadır.
Ama bilgiyi gazeteciye vermek suç teşkil edebilir. Nitekim Müyesser Yıldız'a bilgi sızdıran astsubay, yaptığının suç olduğunu kabul etti.
Odatv yazarının gazetecilik refleksiyle mi yoksa bir operasyon maksadıyla mı bilgi topladığını bilemiyoruz. Bunu ancak iddianame yazıldıktan sonra göreceğiz.
Ancak Anayasamızın ilgili maddesi "Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması veyahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması" gibi hususlarda basın özgürlüğünün sınırlandırılabileceğini söylüyor.
Dolayısıyla kimse "Gazetecilik suç değildir, ben istediğimi yazarım" diyemez. Özgürlükler sınırsız değildir. Hiçbir ülke bu hakkın hoyratça kullanılmasına müsaade etmez. Nitekim Fransa'da 2016'da Suriye'deki operasyonlarla ilgili devlet sırrı olması gereken şeyleri ifşa ettikleri için iki gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı. Geçen yıl, Macron yönetiminin Körfez ülkelerine silah sattığını yazdıkları için sekiz gazeteci ifadeye çağrıldı. Almanya'da 'Gizli Servis'in faaliyetlerini yazan çok sayıda gazetecinin hapse atıldığı biliniyor...
Bu örneklerimden maksadım ne 'otosansür'ü savunmak ne de 'haber, devletin belirlediği sınırlar çerçevesinde yayınlansın' demeye getirmek.
Gazeteci, içinde bulunduğu toplumun ve ülkenin menfaatlerinden bağımsız hareket edemez. Gazetecinin terazisi aklı ve vicdanı, ölçüsü ise kamu yararıdır.
Çamur atmayı, karalamayı, ötekileştirmeyi ilke edinmiş olan Odatv'nin Libya'da görevlendirilen generalin hayatını riske atarak açık etmesinde ve Libya'da şehit düşen MİT görevlilerinin ismini yazmasında hangi kamu yararı var? Hiç!
Bunların düşmandan başka kimseye faydası yok.
 
 
Kiralık kalemler
 
Kültür Sanat Editörümüz Murat Öztekin, enteresan konular buluyor. Mesela geçen hafta edebiyat dünyasını ilgilendiren çok çarpıcı bir haber yazdı.
Anlattığına göre yayıncılık piyasası 'gölge yazar'larla doluymuş. Yetenekli kişiler ücreti mukabilinde kitap yazıyormuş.
Hatta çok satan meşhur bazı isimler bu 'kiralık yazar'ın müteahhitlik hizmetinden faydalanıyormuş. Öyle ki 20 günde sıfırdan roman teslim eden bile varmış. Yani anlı şanlı yazar eseri diye okuduğunuz kitap, kiralık kalem mahsulü olabilirmiş!..
Yayınevleri konuyu buluyor, esere 'taşıyıcı annelik' yapacak yazar belirleniyor ve ünlü isimlerin altı dolduruluyormuş...
Eğer okurlar üslûbu yadırgarsa da "Yeni bir tarz denedim canııım" deniliyormuş.
Vay canına! Devrin ruhu bu!
Evleri geçtim araçlar kiralık, sütunlar kiralık, ekranlar kiralık, milletvekilleri kiralık, sosyal medya hesapları kiralık, futbolcular kiralık, plakalar kiralık, diplomalar kiralık, eller kiralık, elbiseler kiralık, karakterler kiralık...
Fikirler kiralık olmuş, çok mu yurdum insanına?
 
 
Sultanahmet Müzesi
 
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Meclis kürsüsünde "Ayasofya müze olarak korunmalı, hatta Sultanahmet de müze olmalı" dedi.
Elbette bu "facia" sözler CHP'nin değerlerimize bakış açısının tipik bir göstergesi olarak tarihe yazıldı. Tabiatıyla sert tepki aldı.
Fakat şunu da hatırlatmakta fayda var: Sultanahmet Camii zaten yarı müze gibi...
Caminin girişinde belli bir bölüm, turistlerin ziyareti için düzenlenmiş durumda. Gelenler peştamal tarzı örtü ve şal ile bacak ve başlarını kapatıp 'sınırlı alanda' ziyaret yapabiliyor.
Her gittiğimde o garip manzarayla karşılaşırım. Sultanahmet'i ziyaret eden yabancı turistler, başörtüsü takmak konusunda yerli turistlerden çok daha fazla dikkatli ve saygılı...
Bir de kadınlar mahfilinde paravan yok! Bence bunları da dert etmek gerekiyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.