Vatandaşın gündemi...

A -
A +
Geçen haftalarda Anadolu yollarındaydım. Ege, Akdeniz, İç Anadolu'da muhtelif şehirlerimize gittim. Sokakları gözlemledim. İnsanlarla konuştum. Şunu söyleyebilirim ki;
-Sosyal medya her şey değil. Ülkeyi elindeki telefonda paylaşılanlardan ibaret gören insanların anladığı gibi Türkiye yok. Başka bir hayat var.
-Vatandaşın en önemli gündemi artan pahalılık. Bilhassa ücretli kesim çok dertli. Orta direk gün geçtikçe eriyor.
-Fiyatlar uçmuş. Pandemi ayarı kaçırmış. Her yerde arazi fiyatları geçen seneye göre en az ikiye katlamış.
-Köylü köyden, topraktan kaçmanın derdinde. Şehirli ise toprak peşinde. Birçok yerde yol güzergâhları tarlalar içine kondurulmuş prefabrik evlerle dolu.
-Köylünün köy ekmeğini para ile aldığına ilk defa şahit oldum. Afganlar olmasa çoban yok, meralarımız, dağlarımız boş kalacak.
-Geçen yıl 148 lira olan gübre bu sene 330 TL'yi bulmuş. "50 kilo buğday 150, 50 kilo gübre 330..." diyen oldu. Hükûmet hububat fiyatlarını 2,25 lira olarak açıklamış, çiftçi sevinmişti. Fiyat biraz daha arttı. Gübre fiyatı hepsini almış götürmüş.
-Şehirlerimiz acayip hızlı gelişiyor, yollarımız muhteşem.
-Otoyollarda gurbetçi arabalarının, alışveriş merkezlerinde gurbetçilerin yoğunluğu dikkat çekti. Bir avro on Türk lirasına eşit olunca bedava bulmuş gibi alışveriş yapıyorlardı.
 
İdeolojik burkalılar!

Taliban Afganistan'ı ele geçirdiğinde "Şöyle asacaklar, böyle kesecekler, milyonlar Türkiye sınırına yığılacak" dendi. Hiçbiri olmadı. Tabii şimdilik.
Ülkede yaşananları yabancı yayın kuruluşlarının gözünden öğrendik. Havalimanındaki kaos ve ardından patlayan bombalar endişelendirdi. Sonra işin rengi değişti.
Türk meslektaşlarımız, Afganistan'da anlatılanların dışında farklı bir fotoğrafın da olduğunu yansıttı.
Yeni Şafak'tan Taha Hüseyin Karagöz bunlardan biriydi.
"Sosyal medyayı bilmem ama Kâbil'de gerçek bu" diyerek birtakım paylaşımlarda bulundu.
Anlattığına göre; Afgan kanallarında Türk diziler izleniyor. Hem de büyük ilgiyle. Sakalsız spikerler yayın yapıyor. Başı açık kadın spikerler bile var. Kadınlar evde hapis değil; sokakta, caddede, pazarda. Hatta "kadınlara temsil hakkı tanıyın" diye protesto gösterisi düzenleyenler bile bulunuyor. Kız çocukları okullarında. Mekânlar açık.
Taha'yı aradım. Vaziyeti sordum.
"Yerel basının çoğu ülkeyi terk etmiş. Kalanlar parasına bakıyor. Yabancı basın yanmış yıkılmış virane bir kadraj olmadığı sürece deklanşöre basmak istemiyor. Otelin önünden 'Taliban bize yayın yaptırmıyor' deyip hatıra fotoğrafı çektirenler vardı. Bu, güzel reyting getiriyor çünkü. Gazetecilik anlamında daha çok rutin işler yapılıyor. Talibancı yaftası yememek için çok topa girilmiyor. Ben o riski aldım, hem pozitif hem negatif işleri yazdım" dedi.
Görüldüğü üzere bir algı var bir de hakikat. Burkalar sadece Afgan kadınların değil, medya eliyle dünyanın başına geçiriliyor.
Ve Türkiye'de de belli bir kesim hadiseleri o ideolojik burkanın altından görüyor.
Sözlerimden Taliban güzellemesi yaptığım filan anlaşılmasın ha! Bu topluluğun yıllar yılı mazlum Afganlara neler çektirdiklerini biliyor, görüyoruz.
Ama bugün tanınmak, kabul görmek ve dünyaya entegre olmak için ılımlı olmaktan başka çareleri yok.
Demem o ki; meseleleri objektif gözle değerlendirmek lazım.
Gitmediğin yer senin değil! Görmediğin yerde başkalarının hikâyesini dinlersin.
Bugün Afganistan yarın başka bir coğrafya...



Bu kadar mı düştük!

Yeni yayın dönemi başladı. Bu sene de televizyonlarda en çok sabah kuşağı türü programlar konuşulacağı benziyor.
Fakat şimdiden rezalet diye nitelendirebileceğimiz bir durum yaşanıyor.
Aldatma hikâyelerini geçtim, ensest ilişkiler teferruatıyla ekranlara getiriliyor.
Hele birine denk geldim, kanım dondu.
Bu tür pespayelikleri göstermek, ifşa etmek değil; aynı zamanda benzer durumdakileri de 'bu işler oluyormuş' diyerek meşrulaştırmanın yolunu açmaktır.

Çin'den al haberi

Çin'deki ideolojik gelişmeler, daha çok Perinçek'in gazetesi Aydınlık'ın ilgi alanına giriyor. Bu sefer benim radarıma girdi.
Ülkede geçen hafta enteresan bir gelişme yaşandı.
Hükûmet, "televizyonlarda topluma ve gençlere kötü örnek teşkil eden" program içeriklerini yasaklayacağını duyurdu.
Çin'in RTÜK'ü feminen tarza sahip erkek sunucuların ekranlara çıkmasını yasakladı. Ahlâk dışı programların da kaldırılması kararlaştırıldı.
Bence bundan bize de şart.

Salkım'ın haberleri

Yeşim Salkım haber sunacak. Hem de TGRT Haber'de. Yarın başlayacak. "Ana Haber"den sonra, 'Prime Time'da "Şeffaf Masa" ile seçtiklerini gündeme getirecek.
Oyuncu Hakan Ural'ın sabah programı sunduğu ve çok da başarılı olduğu bir yerde Yeşim Salkım neden haber sunmasın?
Milletin yaka silktiği tartışma programlarının karşısında yeni bir soluk getirebilir. Reytingi bol olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.