Buradan size ekmek çıkmaz

A -
A +
Geçen hafta bu köşede sokağın gündemini aktarmış, fiyat artışlarının vatandaşın bir numaralı meselesi olduğunu ifade etmiştim.
Aynı gün Cem Küçük de markette yaşadığı hayal kırıklığını anlattı.
 
Ertesi gün Fuat Uğur ve Necmettin Batırel aynı mevzuda tespitlerini paylaştı.
 
Sokak ekonomisinin içinden gelen ve halkın nabzını iyi tutan Necmettin Abi, "Gıdaya el atın, bir çuval incir berbat olur" ikazında bulundu.
 
Hürriyet'te Ahmet Hakan "En etkili muhalefet partisi: Pahalılık" tespitini yaptı; Abdülkadir Selvi "AK Parti’nin en büyük rakibi: Ekonomi Partisi" diye yazdı.
 
Sabah yazarı Dilek Güngör "Bu işin şakası yok" dedi ve enflasyonla mücadele çağrısı yaptı.
 
Eski milletvekili Şevki Yılmaz, Yeni Akit'teki köşesinde "Endişemiz; mutfaktan geldik mutfaktan gitmek tehlikesidir. Mutfak yangını acil tedbirlerle söndürmelidir" ifadelerini kullandı.
 
Neticede Sayın Cumhurbaşkanı, sese kulak verdi ve Kahramanmaraş mitinginde fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceklerini duyurdu.
 
Ama bütün işleri güçleri karanlık odalarda fitne peydahlamak olan birileri, herkes dikkat çekmesine rağmen gazetemizdeki yazıları çarpıtıp aşağılık bir algı operasyonuna yeltendi. Hükûmet gidiciymiş, ilk biz kaçıyormuşuz falan filan...
 
Fondaşlar da bu gevişi alıp günlerce çiğnedi... Lakin bunların yazdıklarının iktidar kanadında hiçbir olumlu karşılığı yok. Yaptıkları algı operasyonlarıyla anca kendi mahallelerini kandırırlar, kafasını bulandırırlar. Ama onlara bizden ekmek çıkmaz.
 
Hesap hatası!
 
Bir cunta daha hak ettiği muameleyi gördü. 28 Şubat'ın elebaşlarının rütbesi söküldü.
 
Hadise ilginç bir tarihe, 12 Eylül darbesinin yıl dönümüne denk geldi.
 
Cumhuriyet gazetesi, 80 darbesi için "Kapanmayan yara 12 Eylül. Darbeciler ölürken, 40 yıldır korunan işkencecilerden hesap sorulmadı" diye yazdı.
 
Gelin görün ki Kenan Evren ve ekibinin hesabının öbür dünyaya kalmasından rahatsız olan gazete, 28 Şubat davasını ise "siyasi" diye nitelendirdi. 28 Şubatçılara "sahte delillerle yargılandılar" diye sahip çıktı; cezaların onanmasından sonra "İdam gibi" manşetini attı.
Sadece 28 Şubat mı? Cumhuriyet'in imtiyaz sahibi Alev Coşkun bir süre evvel 27 Mayıs darbesini "ilerici ve demokratik" diye tarif etmedi mi?
 
'Beni mağdur eden darbe darbedir, başkasına yapılan değildir!'
 
Mantık bu.
 
Onun için dünya tarihinde örneği görülmeyen direniş abidesi 15 Temmuz'u da 'tiyatro' diye sulandırıyorlar.
Darbeye karşıysan hepsine karşısındır. Darbenin iyisi kötüsü, darbecinin demokratı ilericisi olmaz! Darbe ayrımı yapan darbecidir! Nokta.
 
Bu bir tercih
 
Cumartesi günü İstanbul Maltepe'de aşı karşıtlarının mitingi vardı.
 
Kaç kişi katıldı, açıklanmadı. Hava fotoğraflarından tahmin ettiğimiz 3 bin kişi ancak vardı.
 
Başını Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın çektiği mitingde enteresan görüntüler kaydedildi.
 
Mesela çarşaflı bir ablanın "Benim bedenim, benim kararım" yazılı, kürtajın yasaklanmasından sonra feministlerin ortaya çıkardığı sloganı taşıması en dikkat çekeniydi.
 
Girişte gelenlere lokum dağıtılması, kürsüdekilerin İstiklal Marşı'nı yanlış okutması, Dilipak'ın mitingden sonra ürün tanıtımına girişmesi de dikkate değerdi.
 
Miting bir ilk olma özelliğini taşıyordu. Fakat genel anlamda medyada ilgi görmedi. Gazete ve televizyonlarda yer bulmadı.
 
Kimileri bu durumu "iktidar baskısı sebebiyle yayınlamıyor" diye yansıttı. Oysa iktidarla, hükûmetle hiç alakası yok! Öyle bir şey olsa, iktidar o mitinge izin vermezdi. Her şey bir imzaya bakar. Kaldı ki muhalif medya da önemsemedi.
 
Haberi görmemenin altında yatan temel sebep; medyamızın aşı taraftarı olması. Bu da katiyen gazetecilerin "iktidar korkusundan" ya da "küresel oyunun parçası" olmasından ileri gelmiyor.
 
İki yıldır yaşayıp görüyoruz. Virüs safsata değil. Dağ gibi adamlar gözümüzün önünde eriyip gitti.
 
Ben iki doz BioNTech oldum. Koruduğunu düşünüyorum ama ileride çıkması muhtemel semptomlarından dolayı da endişeliyim. Sonuçta risk. Sonuçta benim tercihim...
 
Aşı koruyorsa, ki buna yönelik ilmî araştırmalar var, olmayanlar hem kendini hem toplumu riske atıyor. Sonuçta risk. Sonuçta onların tercihi.
 
Sadede gelirsek; aşı karşıtı bir miting haber değeri taşır mı, elbette taşır. Ama medya haber değeri taşıyan her işi de yayınlamak zorunda değil. Sonuçta onların tercihi.
 
Bundan böyle kimse...
 
Balıkesir'in Edremit ilçesinde kurtuluş günü kutlamalarında temsilî olarak çarşaflı bir kadının zincire vurulması büyük tepki çekti.
 
Yıllar yılı muhafazakârlar meydanlarda sergilenen bu rezaletleri görmezden gelir, sineye çekerdi. Ama bu defa öyle olmadı.
Resmî günlerde düşmandan değil kendi halkının tercihlerinden kurtuluşu kutlayanlar ağzının payını aldı.
 
Bundan sonra kimse böyle bir rezalete sessiz kalamaz.
 
Bundan sonra hiçbir kaymakam, vali, belediye başkanı böyle bir rezalete müsaade edemez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.