Türkiye’nin en kalabalık ilçesi Esenyurt, kayyım yönetiminde bir yılı devirdi. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un bu süre zarfında neler yaptığını anlattığı sunumunu yerinde izledik. Gördük ki CHP medyasının “rantçı” dediği Aksoy, gerçekte rant kanallarını kapatmış. Milyonlarca liranın kiralık çöp kamyonları üzerinden birilerinin cebine gitmesinin önüne geçilmiş. Yiyip içip belediyeye fatura etme dönemi bitirilmiş. İlçenin çehresi değişiyor. Esenyurt’a kaymakamlık, emniyet, adliye binaları, polis karakolları, sağlık ocakları, çocuk, kadın ve diş hastanesi yapılıyor. Aksoy’un sunumundan bazıları memnun olmadı. Halk TV "Esenyurt kayyımı atanmasının yıl dönümünde caka sattı! Ali Yerlikaya'nın bile böyle videosu yok" diyerek hem eleştirdi hem İçişleri Bakanına "sinyal" çaktı!.. Halk TV’nin arşivi Esenyurt’taki kayyım haberlerinden geçilmiyor. Halk TV spikerleri, Can Aksoy’un eşinin adresini verip hedef gösterecek kadar ileri gitmişti!..
Meğer acayip girift ilişkiler ağı örülmüş!
CHP'li (Esasında DEM'li) Ahmet Özer'in terörden tutuklanıp yerine Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy'un kayyım olarak atanmasından sonra Özer'in avukatları tarafından İstanbul 9. İdare Mahkemesinde iptal davası açılıyor. Dosyayı işlem yasaya uygun diyerek reddetmesi beklenen mahkeme bunu yapmıyor, aksine Anayasa Mahkemesine taşıyor. Mahkeme kayyım müessesesinin iptalini istiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi kayyım atanmasının ardından Esenyurt Belediyesini sıkıştırmak için 300 milyon lira otopark ücreti talep ediyor. 38 ilçe dururken Esenyurt'un kapısı çalınıyor, söz konusu otopark payının İller Bankası payından kesilmesi isteniyor. Konu davalık oluyor. Bilin bakalım dosya hangi mahkemeye gidiyor? Tabii ki İstanbul 9. İdare Mahkemesine. Tesadüfe bakın! Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı veriyor, sonra da kaldırıyor.
Pekiyi mahkemenin başkanı kim? Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın abisi... Suat Toktaş, yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun davalarındaki bilirkişileri ifşa ettiği, hedef gösterdiği ve gizli bilgileri kayda alarak yayınladığı gerekçesiyle tutuklanmış, bir süre cezaevinde kalmıştı.
Mahkeme başkanı abisi 2022 yılında Alevi vatandaşların çocuklarının okullardaki din dersinden muaf tutulmasının talep edildiği davada karşı oy kullanmıştı. Zorunlu din dersinin insan haklarına aykırı olduğunu söylemişti. Neyse ki azınlıkta kaldığı için karar çıkmadı.
İdare Mahkemesi otopark davasında yürütmeyi durdurdu. Esenyurt Belediyesi lehine karar çıktı.
Hakim Toktaş'ın taşıdığı kayyım davası ise Anayasa Mahkemesinin önünde. Yüksek mahkeme, talebi kabul ederse kanun temelli ortadan kalkacak, bütün kayyımlar geri dönecek.
Sözün özü. Herkes vazifesini yapıyor!
2003 ruhu
Bugün AK Parti'nin iktidara gelişinin yıl dönümü. Erdoğan liderliğindeki kadro gerçek anlamda enkaz devralmıştı. Vesayet odaklarına, manşetlere, baskılara, oyunlara, darbe planlarına rağmen hızla restorasyona girişildi. İlk bir yılın fırtına gibi geçtiğini hatırlıyorum. Gazete arşivini taradım. Bakın neler yapılmış:
Evvela kamu israfı masaya yatırıldı. İlk aydan 237 bin kamu lojmanının satışı gündeme alındı. Hastanelerde rehin kalma dönemi bitirildi. Başbakanlıkta koruma sayısı azaltıldı. Adalet sisteminin ayıbı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılacağı duyuruldu. Ders kitaplarının ücretsiz dağıtılacağı açıklandı. Mahallî idareler reformuyla yerel yönetimler güçlendirildi. Vatandaştan kamu vakıfları için zoraki bağış toplama uygulaması kaldırıldı. İlk zam döneminde az alan memurun maaşına çok, çok alana az artış yapıldı. En düşük emekli aylığı ciddi oranda iyileştirildi. Yaşlılık aylığına yüzde 100 zam yapıldı. Yılan hikâyesine dönen nema ödemeleri gerçekleştirildi. Vergi barışı getirildi. Gecekondu barışıyla dar gelirliye konut yapılacağı açıklandı. Doğalgaz yüzde 8 ucuzlatıldı. Polis maaşları, jandarma ayarına çekildi. Memura ve akabinde SGK'lıya özel hastanelerde muayene müjdesi verildi. Fakire 500 kg kömür dağıtıldı. Mikro krediyle yoksullara kefilsiz, teminatsız iş kurma teşviki verildi. Kartzedeye 12 taksit imkânı sunuldu. Askerlik 15 aya indirildi. Milletvekillerine "İş takipçiliği yapmayın, hakkı ve halkı unutmayın" uyarısında bulunuldu. "Gözümüz olsa, yolsuzluğa karışmışsa onu da çıkarırız" denildi.
Yani "aciliyet listesiyle" memura, işçiye, sabit gelirliye, yoksula dokunuldu. Yolsuzluk konusunda kesin tavır takınıldı.
Aradan 23 yıl geçti. Muazzam başarılara, mega projelere imza atıldı. Türkiye'nin çehresi değişti. Ne var ki "aciliyet" listesi 2002'ye döndü. Büyük işlerden küçük işler gözden kaçıyor.
Fatih Selek'in önceki yazıları...