Türkiye her gün yeni bir gözaltı, soruşturma ve iddianame haberine uyanıyor. Kim ne derse desin, ne kadar görmezden gelirse gelsin... Ortaya çıkan yolsuzluk kayıtları, belgeler ve itiraflar, muhalefetin 'siyasi operasyon' söylemini çoktan çökertmiş durumda.
Son olarak İBB'ye yönelik casusluk soruşturması başlatıldı. Ekrem İmamoğlu ile kampanya sorumlusu Necati Özkan baş şüpheliler arasında. İddia şu: İBB'deki uygulamalar üzerinden seçmenin mahrem bilgileri ele geçirilip yurt dışına servis edilmiş.
Skandallar adamı müzmin muhalif Merdan Yanardağ da aynı operasyonda gözaltına alındı. Yanardağ'ın itirafçı casus Hüseyin Gün ile birçok defa irtibat kurduğu belirlenmiş.

Yanardağ'ın sahibi olduğu Tele 1'e kayyım atandı. CHP'liler "Haber alma hürriyetine saldırı" diyerek ortalığı yıktı. "Kanalın sahibi esasında Merdan değil oğlu Alp. El koyma hukuksuz" diyorlar. Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Merdan, bir vakitler Yurt gazetesinin başındaydı. Kurumunun içini boşalttı, patronu Durdu Özpolat'a hatırı sayılır bir borç taktı. Özpolat "Benden 2 bin lira maaş ile iş isteyen Merdan Yanardağ medya patronu oldu. Tele1'in kaynağı benden çaldığın paralar mı, yoksa Akın İpek'ten aldıkların mı? Ben Yurt gazetesini evimi, otelimi, özel okulumu enerji hisselerimi satıp 25 milyon dolar harcayarak kurdum, kaynağım belli. Sen Tele 1'in kaynağı nedir onu açıkla" diye sormuştu. Yanardağ'ın gazetenin ismini kendi üzerine tescil ettirdiği, eşine sahte isimle yazı yazdırıp yüksek paralar ödediği belirlenmişti.
Casusluk çetesinin aparatı olmakla suçlanan Merdan, 2019'da "İstanbul'u kazanan ekip bellidir. Bunu hep beraber kazandık" açıklamasını yapmıştı.
Tele 1'e CHP kaynaklı rüşvet paralarının nasıl aktığı Aziz İhsan Aktaş suç örgütü iddianamesine de yansıdı.
Bakalım 'gazetecilik suç değildir' diyenleri mahcup edecek daha neler çıkacak?

KKTC seçimlerinin propaganda süreci referandum havasına sokuldu. Ersin Tatar taraftarları, Tufan Erhürman seçilirse vatan elden gider mesajı verdi. 'Dış tehdit' propagandası tutmadı. Seçimi Erhürman kazandı. Hem de rakibinin oy oranını ikiye katlayarak.
Yeni Cumhurbaşkanı ilk demecini gazetemize verdi. Haber, Türkiye, KKTC, Rum yönetimi ve Yunanistan'da yankı buldu. Sol medya, "Türkiye gazetesine konuşan Erhürman sol gösterip sağ vurdu. Saray’a göz kırptı" diye yazdı.
Oysa seçimden önce KKTC'ye arkadaşlarımızı gönderdik. Tatar'la röportaj yaptık. Kimse söz hakkı vermezken Erhürman'a mikrofon uzattık. Tarafların sözlerini objektif şekilde verdik. Gazetecilik yaptık, ilk açıklamayı kaptık.
* CHP'ye mutlak butlanın beklendiği borsa çakıldı. Mahkeme duruşmayı erteledi, borsa uçtu.
* Mahkeme CHP'nin İstanbul'un ilçelerindeki kongre sürecini durdurdu, borsa çakıldı. YSK talebi reddetti borsa uçtu.
* Mahkeme CHP İstanbul İl Kongresinin durdurulmasını istedi, borsa çakıldı. YSK devam kararı aldı borsa uçtu.
* Sadece CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyım atanmasının ardından borsa yüzde 10 değer kaybetti.
* Geçen hafta mutlak butlan kararı reddedildi ve borsa endeksi füze gibi yükseldi.
Piyasa bir haberle çöküyor bir haberce coşuyor/du. Mutlak butlan çıkmaması CHP'liler kadar borsa yatırımcılarını da rahatlattı.

Muğla Valiliği hatalı afiş basmış. Panoda "Cuhmuriyet Bayramımız Kutlu Olsun" yazılmış. Durum fark edilince afişler toplatılmış. CHP medyası "Cumhuriyet'i yazamadılar" diye tefe koydu. Sözcü de onlardan biriydi. Aynı gazete 2014 yılında yüz elli punto ile "Ben cuhmuriyetin savcısıyım" diye manşet atmış, yanlış yazmıştı. Habere konu edip "Türkiye'de böyle savcılar da var" diye manşetten övdükleri İzmir Cumhuriyet Başsavcısı da ByLock'çu çıkmıştı. Meslekten ihraç edilmiş, 8 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı...
Kelime hatası düzelir ama bazı hatalar düzelmiyor!..
Fatih Selek'in önceki yazıları...