Tertip şart!

A -
A +

Teknoloji gelişti, hayatımızın en dip köşe noktasına kadar girdi. Kolaylaştırdı mı zorlaştırdı mı tartışılır fakat tartışılmaz gerçek şu ki; kablolar bizi dört koldan sardı! Evde, ofiste, mutfakta, ayakaltında kendi kendine düğüm olan kablolara bilim çaresiz.
Her yerde elektrikli ve dolayısıyla kablolu aletler. Ve bu kablolar kendi kendine karışıp düğüm oluyorlar! O kadar özenle toplamamıza rağmen bu kabloların nasıl olup da kendi kendilerine birbirlerine dolandığını akıl ermiyor. Bizzat kendim, karıştırıp düğüm atsam öyle dolaşık olmaz. Hayatımız kablo yumakların istilasında! Misal, benim bilgisayarın kablolar. Şu an iki üç tanesini görebiliyorum, masanın dört bir yanını sarmışlar, daha geride göremediklerim de var. Bu kablolar eminim ki biraz daha böyle sessiz sakin takılacak ve zamanı gelince dünyayı ele geçirecekler.
Uzatmalar, TV fişi, şarj aleti, bilgisayar, kulaklıklar... Ne kadar sarıp düzgün yerleştirirseniz yerleştirin karışıp dolaşıp yumak oluyorlar. ‘Kablo Canavarı'nın işi bunlar!
Yıllardır varlığını sinsice sürdüren, bize hayatı zindan eden bu canavar dünyanın en seri yaratığıdır! Ne zaman geldiğini ve o kabloları dolaştırıp kaçtığını gören son kişi hâlen yoğun bakımdadır...
Küçük yaşlarda kulaklık-şarj aleti canavarı olarak faaliyet gösteren bu mahlûklar, ilk icraatlarını ceplerde kulaklıkları ve telefon ahize kordonlarını birbirine dolayarak gerçekleştirir. Yaşı ve tecrübesi arttıkça bilgisayar arkasına terfi eder, daha kalın ve uzun kabloları karıştırmaya başlar. Laptop çantasında yaşayan versiyonları ise data kablolarını adaptöre düğümler.
Ev kablo canavarları ise, daha büyük olup daha organize çalışmaktadırlar. Kabloları, kanepenin, masaların köşelerine sıkıştırma konusunda, TV'nin arkasını "zenci saçı"na çevirmekte uzmandırlar. İnanılmaz düğümler atabilen, iri ama atik olan bu türü, siz ütünün kablosunu çekmeye çalışırken onu bunu devirir size sinir krizleri geçirtirler. İp olsa "benim tırnağım yok sen aç" diye birinin eline tutuşturursun ama bunlarda ı ııh. İş düğümleri çözmekle bitmiyor, bir de kablo dedektifliği yapacaksın. Hangi fişin hangi aygıtla akraba olduğunu bulmak azim, sabır, şüphecilik gerektiren buhran dolu bir çaba. Bilgisayara giden onca kablodan hangisinin aradığınız olduğunu bulmak, bir noktadan sonra 'Hımm... ben kablo olsam, switchin hangi portuna bağlanmak isterdim?' gibi garip düşünceler ve akabinde kablolarla kendini boğmaya sebep olur...
Ezcümle, kablo canavarlarının teknoloji aşkınızı burnunuzdan getirmesine izin vermeyin. İşi, düzen tutkunu titiz hanımlara özellikle de annelere havale edin. Bilmem kaç metrelik kablonun ucunun hayatınız boyunca bir daha nereden geçtiğini bilemeyeceksiniz. Benimki yan odadan gelen ağ kablosunu apartmanın dışından dolaştırtacak kadar psikopat!..

Ninem diyor ki; Ağzı açığın malını, gözü açık yer.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.