Delalet bedeni sarmaya görsün,
Kamış ses verince ney oldum sanır!
Cehalet aklını almaya görsün,
Kendini avutur şey oldum sanır!
Hey ki hey; Abdal, ata binince; bey oldum sanır,
İplik, elde gerilince; yay oldum sanır,
Sıpa, kısrak yanında; tay oldum sanır,
Gasp, haydut üleşince; pay oldum sanır,
Güçlüye maşadır, güçsüze paşa,
Köpeğe gem vurma, kendini at sanır…
Minareyi yaptırmayan, yerden bitmiş sanır,
Tatmayan şapla şeker bir sanır,
Kütük, çaya düşünce; sal oldum sanır,
Kök, topraktan çıkınca; dal oldum sanır,
Yal, kaba konunca; bal oldum sanır.
Kusuru söylenmeyen, ayıbını hüner sanır,
Açık yerde tümsek kendini dağ sanır,
Şalgam, aşa girince; yağ oldum sanır,
Arsız, yüzüne gülünce; yâr oldum sanır,
Ayıp, rezil dilinde şan oldum sanır…
Ala keçiyi gören içi dolu yağ sanır,
Diken, bülbül konunca; gül oldum sanır,
Değnek, körün elinde; göz oldum sanır,
Çile, derviş gönlünde; haz oldum sanır,
İnat, keçi huyunda; naz oldum sanır.
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...