Fener'e kırmızı kart!

Ne kötü oyun ve ne pis bir sonuç... Eğer cumartesi gecesi, Christoph Daum'dan, "Futbolcularım düşündüklerimi uygulayamıyor" dediğini ve Schalke karşısındaki düşündüğü oyun yapısını bizzat işitmemiş olsam Alman teknik adamın F.Bahçe'ye ihanet ettiğini yazardım bugün. Ama bu haksızlık olurdu. Doğrusu şu, F.Bahçe'ye ihaneti maalesef F.Bahçeliler yaptı. Nasıl mı? Futbolcuları "dokunulmaz" havasına sokup öyle şımarttılar ki takım disiplini kayboldu... Tuncay'a bile profesyonel olduğunu unutturdular. Allah aşkına Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden oyunculara bakın maça kolye ile çıkan ve bu yüzden kart gören Tuncay gibi kaç futbolcu bulursunuz? Bitmedi!.. Daha acısı var... Sorumsuzluk almış yürümüş... Şampiyonlar Ligi'ni Süper Lig ile karıştırıyorlar. Tabii sarı ve kırmızı kartlar havada uçuyor... Hemen belirtelim İspanyol hakemin F.Bahçe'ye kastı da yok iltiması da!.. O, sadece kuralları uyguluyor. Ama canı yanan F.Bahçe oluyor. 11 kişi başladığı karşılaşmayı 9 kişi tamamlıyor. Kırmızı kartları anlamak mümkün değil... Duran top sihirbazı Alex'in kırmızı kart cezalısı oluşunu anlayamadığımız gibi... Aurelio ve Luciano'yu da anlayamıyoruz ve ister istemez "Ne oluyor bu Brezilyalılar'a?" diye soruyoruz. *** Neye yanarsın bilmem? Kendi liginde folluk olan Schalke'nin F.Bahçe karşısındaki çekirge misali sıçrayışına mı? Dokuz kişiyle bile, Anelka ve Tuncay'la kaçarılan gollere mi yoksa kaçan puana mı? Milan maçında cezalı duruma düşen Aurelio ve Luciano'nın yokluğuna mı? Hayır!.. Hepsi masal ama o masalın bir kahramanı var... O da Volkan!.. Ne var ki, o masal kahramanı da Kobiashvili'nin yerden ve havadan onca topunu başırıyla çıkardıktan sonra düştü. İşte ben buna yanarım... F.Bahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde Scahalke'den kırmızı kart görüşüne yanarım! Yazık!.. *** Bu zor gecede tek tesellim... Milli forma altında da gururla izlediğimiz Hamit Altıntop'un hırsı, heyecanı ve yürekten mücadelesi... Umarım, Hamit'in o yürekten oyunu F.Bahçeli oyunculara ders olur...