Kartal’ın falsoları!

"Beşiktaş, Benfica maçı öncesi Adana’da moral depoladı depolamasına da, şu Quaresma’yı anlamak mümkün değil, bu ne hırçınlık şampiyon?"

Güzel ve çirkin! Beşiktaş’ın neye ihtiyacı var; şampiyonluğa mı, Şampiyonlar Ligi’ni kazanmaya mı yoksa “EFENDİ” sözünün içini doldurmaya mı?
Sizi bilmem ama “Büyük düşünen” Avrupalı Beşiktaş’ın teknik direktörü Şenol Güneş’in içine sinmeyen hatta onu çıldırtan bir dizi yanlış gözlemledim, dün Adana’da. Diyeceksiniz ki, bunu yazmanın manası ne? Kazandığın gün, hataları görmezsen, kazanma becerini kaybedersin.
Efendim, Adanaspor maçı aslında “orantısız güç” oyunuydu, Kartal için. Fakat ilk yarı 2-0 öne geçmişken kendi yanlışları yüzünden zora soktu, kolay maçı. Oysa Beşiktaş, Oğuzhan, Quaresma, Tolgay, Aboubakar ve Cenk gibi yıldızlarıyla kâbus gibi çökmüştü, Adanaspor’un üstüne… Bir ara baktım, topu çeviren hep Beşiktaşlılar, idman mı, maç mı anlayamadım.
Kenar ortalar, şutlar, pozisyonlar…
Bu bölümün tek güzel yanı; Oğuzhan’ın Aboubakar’ın koşu yoluna derinlemesine uzattığı açılış golünün asistiydi. Bayıldım... Kaleci Karacic’in üstüne yaptığı o kötü vuruş iyi gol olur mu, oldu… Aboubakar bunu başardı ama sonrasında “Gol kaçırma makinası” gibiydi. Ardından bir penaltı ve Cenk’in golü. Bunun sistemle-taktikle izah edilecek yanı yoktu, fark tamamen kalite farkıydı.
Fakat o kalite, ne zaman ki skoru yeterli görüp tıpkı Karabük maçındaki gibi vites küçülttü… Orada sıkıntıyı satın aldı, Beşiktaş’ın en büyük yanlışı da buydu… Bedelini Atınç’ın sebep olduğu penaltı ve golle ödedi…
Bir diğer yanlış ise; yeteneğine ayakta alkış tuttuğum adam Quaresma. O kadar hırçın ki… Yapma be Quaresma!.. Ne gerek var, sahaya atılan taşı alıp, hakeme götürüp göstermeye… Seyirciyi tahrik eden bu tür hareketleri içerde Ali Palabıyık, idare edebilirler ama Avrupa’da etmezler..

Maçın adamı: Oğuzhan. Oyun zekası, oturmuş lider karakteri ve klas asistiyle…