Yeni bir hikâye için çok geç

Avcı’nın kötü gidişi düzelteceğine inancım tamdı ama tabelaya odaklı acımasız futbol dünyası beni endişelendirir...

“Atı alan Üsküdar’ı geçmeden” denir ya öyle bir sürece girdi Beşiktaş. Sıçrama için son dönemeç derbi. Ne tempolu futbol, ne Ljajic ne Boyd’un direkten dönen topları ne de kaçan penaltı teselli etmedi Beşiktaş’ı.
Üzülüyorum...  Ljajic’in penaltıyı kaçırmasına değil üzüntüm amaca ulaşmayan emeğe ve Abdullah Avcı’ya üzülüyorum.
Yazık! Dün Braga’yı yenebilirdi Beşiktaş. Maalesef tren kaçtı.
Suçlu kim? Avcı’ya ocaka kadar süre veren Başkan Ahmet Çebi’ye soruyorum doğru bir yöntem mi bu, “yönetim sanatı” adına?
Kimse kimseyi kandırmasın.
Hoca’nın daha ilk günden köşeye sıkıştırılması yakışıksızdı, bedeli Beşiktaş ödüyor bugün.  “Zayıf halka” ilân edilen Hoca’ya taraftar “istifa” diye koro halinde tempo tuttu. Yazık!
Gerçi Şenol Güneş’in ipini sezon ortası çekenlerin akıllarındaki ilk aday da değildi Avcı, bakmayın mecbur kaldılar. Millî Takım serüveni fiyaskoyla sonuçlanmasaydı Avcı’nın yerinde Lucescu olacaktı, şimdi.
“Bir Avcı bulunur ama bir takım kolay kurulur mu?” diye o gün sorduğumda “ismi deşifre ettin” diye bana kızan Beşiktaşlı dostlarım bugün ne düşünüyor acaba?
Özellikle sevgili Ahmet Ürkmezgil’e soruyorum bu tablo kimin eseri? Avcı’nın mı?
Güldürmeyin beni!
Braga karşısındaki dünkü Beşiktaş’ı iyi analiz edin, sorumluyu bulacaksınız. İdeal kadronun yüzde 70’i çürüğe çıkmış bir takım, nasıl teknik adam hatası olur?
Düpedüz-yanlış transfer politikası ve yönetim hatası bu sonuç.
Düşünün ki o takımın jokeri Necip...
Hoca dün Umut’u aldı da şeref sayısı buldu Beşiktaş. Diyeceğim görüntü fena!
G.Saray derbisi için bu ölçü olur mu bilmem ama Avcı’nın geleceği için önemli bir mihenk taşı, o kesin.
Nefesimi tuttum bekliyorum o günü.

MAÇIN ADAMI: Umut Nayir