Yeni Beşiktaş ve gerçekler!

Tribünler doluymuş da müthiş bir futbol fırtınası yaşanıyormuş gibi düşünüp yeni Beşiktaş'ı aradım dün geceki sessizlikte…

Antalyaspor'a 'hayat öpücüğü' gibi nefes veren Tamer Tuna'yı tebrik ediyorum… Deplasmanda oynattığı dengeli hücum futbolu ile Beşiktaş'ı devirip ligde kalma ümidini artırmayı bildi, sanki 89 günlük arayı hiç yaşamamışlar gibi… Tebrikler…
Beşiktaş mı? "Yeni ne var" diye seyrettim maçı. Gençlik mi yoksa tecrübe mi? Kampanyada "Bırakmam seni" ile verilen mesaj kime; Gökhan, Caner ve Atiba'ya mıydı yoksa? Pardon…
Başkan Ahmet Çebi'nin aradığı şey "para" mı yoksa "gönüllere girmek" mi?
Biliyorum sevginin ölçüsü yok parmakla sayamazsınız onu ama gönüllerde taht kurmak başka bir şey… Umarım başarılır.
Ah… Eski günler, ah!
Pandemi buruklaştırıyor insanı… Yine de sanki tribünler doluymuş da sahada müthiş futbol varmış gibi bir hisse kapıldım… O da ne?
Beşiktaş'ın on birinde; Ersin, Rıdvan ve Güven. Bu üçlü risk! Hem de büyük risk!
Mecburiyet olmasa Sergen Hoca bu gençlerle mi başlardı maça? Başlamalıydı gaye "Günü kurtarmak" değilse… Sonuçta risk kazançtır ve teknik adamlık da böyle anlarda belli olur, eğer sonuç sizi desteklerse, dün desteklemedi.
"Ersin'in nesi kazanç?" diye mi düşünüyorsunuz, düşünmeyin. Genç kaleci, Amilton ve Sinan Gümüş'ün yıldızlaştığı maçta çıkış ve zamanlama hatası yaptı. Yine de vazgeçmemeli umudu yarına erteleyip, cesaret ve sabırla devam etmeli, Beşiktaş… Karius yemiyor muydu benzer golleri?
Biliyorum futbolun yaşı yok ama geleceği var, ilk denemede vazgeçersen asla gayeye ulaşamazsın. İrade mühim… Sergen Hoca savunmada Caner'in yerine Rıdvan'ı monte ederek sadece 32 olan yaş ortalamasını düşürmedi gelecek adına çok doğru bir iş yaptı.
Rıdvan cesareti, çabukluğu, hırsı ve oyun zekâsı ile mest etti dün beni…  

MAÇIN ADAMI: Amilton