Hasan Sarıçiçek

Milli maçlar arasında gümbürtüye giden skandal bir durum var F.Bahçe'de... Başkan Aziz Yıldırım ile Hakan Bilal Kutlualp'in aralarının açılmasına sebep olan bir durum...

Oh be!.. Dünya varmış!... Yine Tümer... Yine gol... Neymişin sen be kardeşim!.. Hızır gibi... Yerinde ve zamanında yetişiyorsun!... Helâl olsun sana...

Deha, beceri ve mutluluk! İşte karizma bu!... İşte umutların söndüğü anda küllerinden yeniden doğmak bu!...

Birebir gözlemledim... Hem futbolcularda, hem yönetimde, hem de Milli Takım'ın doktor, masör ve malzemeci gibi tüm bireylerinde... Hepsinde de aynı arzu, aynı inanç ve aynı şevk vardı...

Vuslat!.. Ayrılıkların en güzel yanı kavuşmak derler.... Samsunspor maçı bu açıdan tarihi bir gündü....

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan müthiş biri... Alabildiğine esprili, doğal, aklına nasıl geliyor, yüreğine nasıl esiyorsa söyleyeceğini öylece patadan söyleyiveren biri. Bir meslektaşımız, geçenlerde bakan beye spor kulüplerinin milyon dolarlık transferlerinin neye göre vergilendirildiğini sormuş...

Uzaktan çok daha iyi görünüyor Beşiktaş... Mesela; siyah - beyazlıların Denizlispor ile yaptığı maçı televizyondan izledim.

''Milli Takım'daki hizmetim tamamlandı ama futbolu bırakıp bırakmama konusundaki kararımı henüz vermedim!'' Evet kolay değil kaptan...

Başkent bir sıcak bir sıcaktı ki... Ancak bu kadar olur... O nefes almanın güç olduğu sıcakta futbol ancak bu kadar güzel olur... Evet, A.Gücü ve G.Saray enfes bir futbol resitali verdi. Ancak hakem Selçuk Dereli için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Birkaç gündür Kayseri'deyim... Doğup büyüdüğüm şehir inanılmaz değişmiş ve güzelleşmiş... Açılan orta ölçekli yüzlerce iş yeri, uçak pisti kadar geniş ve bakımlı yolları, göz kamaştıran kültür parkları, tertemiz çevresi ve bol oksijeniyle bir harika...

Yazık!.. Sergen'siz Beşiktaş koca bir kaos!... Ama Sergen şiir gibi... Giriyor, vuruyor ve skoru da maçı da değiştiriyor. Buna rağmen söylenecek çok şey var Beşiktaş için.

Hani derler ya; "Çocuk prematüre doğdu!" diye... Başkent Ankara'daki G.Birliği - F.Bahçe maçı böyle bir şeydi. Şiir gibi bir maçtı... Kondisyon sınırlarının zorlandığı üst seviye bir mücadele!..

Kimse kıskanmasın arkadaş! Bu sezon da altın madalya F.Bahçe'ye yakın!.. Ne G.Saray, ne Beşiktaş ne de Trabzonspor!...

"İngiltere'nin Fulham takımından transfer teklif aldım ama burayı tercih ettim. Çünkü Trabzonspor'un Fulham'dan daha büyük bir kulüp olduğunu düşünüyorum!''

Emre Belözoğlu futbolumuzun en genç ve en mantıklı süper starı!

Efendim, ''Bu, Doğu Yatırım Holding de neyin nesi?'' diye sormayın. Hikayesi eski... Sanırım 10 yıl kadar önceydi.

2016 İstanbul boş bir hayal mi? Soruyu şöyle geliştirelim, 2004 Atina ve 2012 Londra Oyunları'ndan sonra 2016'yı da bir Avrupa şehrine verirler mi?

Başka oluyor büyüklerin hali... Her sahada olduğu gibi futbolda da başka şey büyüklük!.. Mesela Konfederasyon Kupası'nı kaldıran Brezilya Milli Takımı'nın futbol keyfi.

Operasyon sonrası notlarıma baktım... "Ersun Yanal nasıl biriydi?" diye... Notlar; onu Ege'nin kimliğini yansıtan bir efe gibi sunuyordu...

Gerets!.. G.Saray için bir piyango mu yoksa Del Bosque gibi sonu hüsranla bitecek bir hayal kahramanı mı? ... Bizim Erhan Önal eski takım arkadaşını ballandırarak anlatıyor.