Yeniden başa mı döneceğiz?!

A -
A +
 
Bayram günlerindeki ikinci yazıyı da mecburen virüs salgınına ayırmak sıkıcı bir durum… Tam yedi aydan beri salgın haberleriyle yatıp kalkıyoruz. Herkese gına geldi, biliyoruz ama başka çaresi de yok!
 
 
Bu seneye kadar dinî bayram günlerinde, toplum ve devlet olarak hep trafik kazalarına dikkat kesilirdik. Bu yıl koronavirüs haberleri ve ilgili uyarılar, trafik kazlarının önüne geçti. Ama ne yazık ki, alınan bütün tedbirlere ve yapılan denetimlere rağmen, yine de bayramın dördüncü gününe kadar toplamda elli vatandaşımız hayatını kaybetti. En ölümcül kazalar dün cereyan etti. Hakkâri Yüksekova’da pikniğe giden eğitimcilerden altı kişinin hayatı, bir uçurumun dibinde son buldu maalesef. Ankara-Konya yolunda ise gurbetçi bir ailemizden beş kişi, emniyet şeridinde park etmiş bir tıra çarparak feci şekilde can verdi. Vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, geride kalan yakınlarına da sabır ve metanet niyaz ediyoruz. Bu acı olaylar bir kere deha bize gösterdi ki, modern hayatın ayrılmaz parçası olan ve giderek daha fazla ağırlığını hissettiren trafik meselesinde, eğitim ve bilinç yönünden gerekli seviyeyi yakalayana kadar başımız hep ağrıyacak… Zira tedbirsizlik, dikkatsizlik ve maalesef şuursuzluktan kaynaklanan öyle korkunç kazalar meydana geliyor ki, insan hayretler içerisinde kalıyor. Ve ne yazık ki yaşanan bunca acı tecrübelerden de yeterince ders çıkarılamıyor!..
Gelelim koronavirüs meselesine… Bayram öncesinde yetkililerin ve bilim adamlarının yaptığı onca ikaza rağmen, sanki salgın diye bir şey yokmuş gibi manzaralar gördük. Türkiye’nin turistik bölgelerinde, başta Çeşme, Kuşadası, Bodrum gibi yerlerde; insanlar ne kural ne fiziki mesafe dinlemeyip, normal zamanlarda bile olmaması gereken bir biçimde, yan yana balık istifi misali yığıldılar! Bu durumun ne gibi sonuçları olacağına dair Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan uyarılarda bulunuyor. Bunun faturasının mutlaka olacağına dikkat çekiyor. 2020 yılının başından beri Türkiye virüsten korunmaya çalışıyor. Devletin aldığı tedbirler ve yaptığı hazırlıklar ile sağlık sisteminin yeterli kapasitesi sayesinde, şimdiye kadar iyi geldik. Yaklaşık dört milyon 900 bin kişiye test yapıldı. 232 bin 856 kişide virüs tespit edildi. Beş bin 728 insanımız bu salgından hayatını kaybetti. Beri tarafta 216 bin 894 hasta da tekrar sağlığına kavuştu.
Bu rakamları başka ülkelerle karşılaştırdığımızda hakikaten çok iyi durumda olduğumuz görülüyor. Mesela başından beri çelişkili ve şüpheli haberlerin geldiği İran’da, virüs konusunda yapılan resmî açıklamalarla fiilî durum arasında en az üç kat fark olduğu iddia ediliyor!.. BBC’nin haberine göre, İran’da vaka sayısı 278 bin 827 değil, 451 bin küsur. Keza vefat sayısı 14 bin 405 değil, en az 42 bin… Bilindiği üzere son haftalarda, İran’da vaka sayısı yeniden hızla artmaya başladı ve devlet bu yeni dalgaya karşı tekrar sıkı ilave tedbirler almaya çalışıyor. Bunun gibi dünyanın daha birçok ülkesinde baş gösteren ikinci dalga sebebiyle tekrar başa dönülerek, karantina uygulamaları başlatıldı. Filipinler ve Kanada bunlardan sadece ikisi. Amerika’da 21 eyalet kırmızı bölge ilan edildi ve buralarda durumun tam olarak hangi safhada olduğu bilinmiyor. Brezilya’da vaka sayısı 2 milyon 734 bine, ölü sayısı ise 94 bin 104’e çıktı. Virüsün nispeten geç geldiği Hindistan’da, şu ana kadar bir milyon 803 bin vaka ve 38 bin 135 ölü sayısı açıklandı. Ancak Hindistan’ın demografik yapısını ve ekonomik durumunu yakından bilenler, bu ülkedeki istatistiklerin ne derece güvenli olduğu konusunda her zaman ihtiyatlı davranır. Yani açıkçası Hint alt kıtasında durum bu açıklanan rakamlardan katbekat daha kötü. Ve Hindistan hükûmeti yeniden çok sıkı tedbirleri uygulamaya çalışıyor.
Sadede gelirsek, memleketimizde de son günlerde virüs konusunda can sıkıcı haberler arttı. Bu sebeple ileriye dönük endişeler toplumu etkiler bir seviyeye geldi. Bütün bunların en köklü çaresi, tavsiye ve telkin edildiği gibi tedbirlere sıkı sıkıya sarılmak. Yeniden başa dönmemek yani sokağa çıkma kısıtlamalarına mecbur kalmamak için dikkat, dikkat, dikkat!... Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yeni vaka tablosu alarm zillerini çaldıracak noktada!.. Birinci dalgayı nispeten ucuz atlattık, ancak maazallah ikinci dalgaya maruz kalırsak, sağlık ve ekonomi alanında neler olabileceğini kestirmek zor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.