KKTC’de seçim ve düşündürdükleri

A -
A +
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini birinci derecede ilgilendiren, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervleri üzerinde tartışmaların zirve yaptığı bir sırada, yavru vatan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sınav veriyor…
 
 
Öncesini bir tarafa bırakırsak, 1974’ten beri sıcak çatışma, ateşkes ve ardı arkası kesilmeyen sayısız barış görüşmeleri ile akamete uğrayan çözüm planları gölgesinde; Türkiye’nin güçlü himayesinde, nihai çözüm beklentisi içinde bir hayat sürdüren Kuzey Kıbrıs Türkleri, acaba siyasi manada hangi temayüllerle hareket ediyor? Seçim sandığı başında hangi mantık ve değerlendirmelerle oy kullanıyor?.. Siyaset düzleminde ve KKTC halkı arasındaki tartışmalarda, genel olarak iki temel görüşün hüküm sürdüğünü biliyoruz. Bir tarafta, Kıbrıs Türkü'nün haklarını gerçekten güvenceye alacak, sağlam ve hakkaniyetli bir barışın teminini savunanlar… Diğer tarafta, hakkaniyet meselesine pek de fazla bakmadan ve geçmişte yaşanan büyük acıları unutarak, Rum tarafının tekrar tekrar ika ettiği saldırı ve cürümleri hiç olmamış varsayarak, âdeta ne pahasına olursa olsun çözüm isteyenler… Birinci görüş, kırk küsur yıl boyunca Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu tarafından savunula geldi. Bugün de UBP (Ulusal Birlik Partisi) adayı, Ersin Tatar devam ettiriyor. İkinci görüşün önemli temsilcileri ise Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı. Talat ve Akıncı ODTÜ’den mezun. Köken olarak solcu olduklarını ayrıca belirtmeye gerek var mı? Talat Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Akıncı da geçmişte Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) ve daha sonra BDH (Barış ve Demokrasi Hareketi), nihayet Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP)’ye dümen kırdı. 2015’ten beri bağımsız aday olarak seçimlere katılıyor.
KKTC’nin kırk altı yıllık siyasi serüvenine baktığınız vakit, halkın kafasının önemli ölçüde karışık olduğunu hemen fark edebiliyorsunuz!.. Pazar günü yapılan son seçimlerdeki tabloya kısaca göz atalım... Yedisi bağımsız olmak üzere, toplam on bir aday cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı. En fazla bağımsız adayın katıldığı seçim oldu bu arada… UBP adayı, şimdiki başbakan Ersin Tatar % 32,23 oy aldı. İkinci turda onunla yarışacak olan hâlihazırdaki cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da %29,84. Aralarında iki buçuk puanlık bir fark var. Tabiatıyla ikinci turda dengeler tamamen değişecek. CTP adayı Tufan Erhürman’ın yüzde 21.67, birkaç gün önce dışişleri bakanlığından istifa eden Kudret Özersay’ın yüzde 5,74, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) adayı Erhan Arıklı’nın yüzde 5,36 ve Demokrat Partiden aday olan Serdar Denktaş’ın yüzde 4,20’lik oyu, Tatar ve Akıncı arasında dağılacak. Diğer adayların oyu yüzde birin altında… Seçimlere katılma oranı yüzde altmış olarak açıklandı. Katılım oranının pandemiden de etkilenmiş olması tabiidir. Ancak sadece bu bir bahane olmasa gerek! 2015 seçimlerine de bağımsız olarak katlan Mustafa Akıncı, ikinci turda yüzde 60,50 ile kazanmıştı. Seçimlere çok az bir zaman kala, “Kıbrıs’ta çözüm istiyorsak topraklarımızın bir kısmını (Hepsini değil bir bölümünü diye de detay verdi!..) vermemiz lazım" şeklinde beyanat vermesi, çok tepki topladı. Buna rağmen yüzde 29,84 oy alması, yukarıda belirttiğimiz kafa karışıklığına açıkça işaret ediyor!
Şöyle ki, 2004 yılında meşhur Annan Planı’na Rauf Denktaş açıkça tavır almıştı. Ana vatan Türkiye ise, o günkü konjonktür gereği destek vermişti. Referandumda KKTC halkı %65 evet derken, Rum tarafı %75 hayır demişti. 2005 yılındaki seçimlerde, “mutlaka çözüm” diye propaganda yapan Mehmet Ali Talat, yüzde 55 ile Denktaş’a karşı sandıktan başarıyla çıkmıştı… Gelişmeler Talat’ın söylediği gibi olmadı elbette. Bu sebeple 2010 yılında, Derviş Eroğlu’na karşı seçimi kaybetti. Mustafa Akıncı da Mehmet Ali Talat’ın çizgisinde… Ne pahasına olursa olsun çözüm diyor. O kadar ki, topraklarımızın bir kısmını vermeliyiz diyebiliyor.
Akıncı 73 yaşında. Yani 1960’tan beri Kıbrıs adasında nelerin olup bittiğini bire bir izlemeye yaşı müsait. 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti niçin yıkılmış, Türk toplumu katliamlara nasıl maruz kalmış, hiç habersiz görünüyor. Sanki Annan Planı hiç gündeme gelmemiş ve sanki o planda ciddi tavizler yokmuş gibi davranıyor. Ve sözde barış için, topraklarımızın bir kısmını vermeliyiz diye tam bir teslimiyetçilik içinde vatan topraklarını peşkeş çekmeye kalkışıyor!.. Bunu söyleyen bir aday, seçmenin yüzde otuzundan oy alabiliyorsa, orada kesin bir kafa karışıklığı var demektir.
Ana vatan Türkiye’nin himayesi olmadan, bugün Kıbrıs’taki Türk varlığının ne hâlde olabileceğini düşünmeyen ve Rumların yaptığı mezalimin tekrar etmeyeceği gafleti içinde, toprak tavizini ağzında sakız gibi çiğneyen Akıncı’nın ikinci defa seçilmesine tahammül ne mümkün!.. KKTC için bütün imkânlarını seferber eden, bu yüzden yaklaşık yarım asırdır uluslararası arenada açık-gizli ambargo ve engellerle boğuşan, Türkiye Cumhuriyetinin politikalarına; her fırsatta sataşan Mustafa Akıncı’ya, 18 Ekim’de bir sandık dersi verileceğini umarım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.