Washington-Moskova arasında atışmalar...

A -
A +
Biden’ın, Trump’a göre; Rusya’ya karşı daha etkili olması yönünde beklentiler devam ederken, Washington ile Moskova arasında peşrev mahiyetinde atışmalar da başladı. Bu işler böyle olur zaten!..   Büyük devletler arasındaki ilişkilerde, sahada ve masada karşılıklı ileri-geri hamleler hiç eksik olmaz… Şöyle ki, taraflar özellikle zayıflık gibi algılanabilecek herhangi bir duruma mahal vermemek için; daima tetikte durmaya ve her hamleye gecikmeksizin mukabelede bulunmaya, son derece dikkat eder. Burada en dikkat çekici husus, tarafların bütün söz ve eylemlerinin son derece hesaplı-kitaplı ve dengeli olmasıdır. Her şeyden önce açık vermemek ve hata yapmamak… Bütün meydan okumalar ve karşılıklı gözdağı vermeler, bu çerçeve içinde cereyan eder. Öyle ki bazen üçüncü taraf durumundaki ülkeler kimi diplomatik çıkışlar veya sahadaki manevralar karşısında, fazlasıyla heyecana kapılabilir. Ama asıl taraflar neyin nasıl olduğunu bildikleri için gayet rahat olurlar. Bu da dış politikanın cilvelerinden biri olsa gerek!.. Hayli maceralı bir geçiş döneminden sonra koltuğa oturan Joe Biden, Trump’tan çok farklı olduğunu bir an evvel gösterebilmek için çaba sarf ediyor… Dışişleri Bakanlığına yaptığı ilk ziyarette, bundan böyle izleyeceği politikalar konusunda belirgin ipuçları verdi. Özetle, “ABD geri dönüyor, diplomasi geri dönüyor…” diyen Biden, bu arada dişlerini göstermeye çalıştı: Çin ve Rusya gibi otoriter devletlere karşı daha kararlı adımlar atılacağını kayda geçirdi. Hatta şunu da söyledi: “Rusya’nın agresif eylemleri karşısında, ABD’nin boyun eğdiği günler geride kaldı…” Bu sivri laflara karşılık Rusya’nın cevabı hiç gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov, şunları söyledi: “Bu sözler agresif ve yapıcı değil. Rusya ABD’nin ültimatomlarına tolerans göstermeyecektir…” Bu çıkışın hemen arkasından yukarıda bahsettiğimiz dengeleyici lafı ekledi: “Kremlin iki ülkenin çıkarları çatışsa bile diyaloğu sürdürmeyi umuyor.” Beri tarafta sahada, Rusya’nın daha atak davrandığını görüyoruz. Nitekim ABD’nin kısa bir süre önce, Karadeniz’e Donald Cook isimli füze destroyerini göndermesi üzerine, Rusya da hemen Kırım’a Bastion gemisavar füzelerini yerleştirdi ve Su-30 uçaklarıyla geminin bütün hareketlerini izlemeye aldı. Ayrıca Su-24 ve Su-30 savaş uçaklarının yanı sıra balistik füzeler eşliğinde tatbikat başlattı… 2016 Ekim'inde de, ABD Doğu Avrupa ve Baltıklarda NATO birliklerini güçlendirme eylemine giriştiğinde, Rusya hemen Polonya ve Litvanya arasındaki Kaliningrad’a, nükleer başlık takılabilen İskender füzelerini yerleştirmişti. Rusya’nın bu konuda geçmişten gelen sertlik damarı her zaman kendisini gösterir… 1982’de Berjnev’in ölümü üzerine, onun yerine geçen KGB Başkanı Yuri Andropov, Komünist Parti Genel Sekreterliğine seçilir seçilmez, ilk beyanatında nükleer silah kullanma tehdidini açık bir dille seslendirmişti! Bu işler hep böyle olur zaten… 1962 Küba Krizinde de karşılıklı tehdit ve gözdağı taktikleri sonuna kadar işlemişti. Bu hâl günümüzde de aynen sürüyor… Rusya’nın Karadeniz’de yaptığını, Çin de Güney Çin Denizinde yapıyor. ABD’nin gönderdiği uçak gemilerinin üzerinden savaş uçaklarının uçuşunu hiç eksik etmiyor ve bir taraftan da ABD’nin daha fazla tahriklerde bulunmamasını hatırlatıyor. Demek oluyor ki, ABD’nin Çin ve Rusya’ya karşı atacağını söylediği etkili adımlar, o kadar da kolay olmayacak… Uzun siyasi kariyerini dış politika alanında yapan Biden, bu zorlukların elbet farkında… Bu yüzden de Trump’ın hoyrat politikalarına karşılık, daha diplomatik bir dil kullanıyor. ABD dış politikasının merkezine, yeniden demokrasi; özgürlükler, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün taşınacağını söylüyor. Gelgelelim ABD’nin Irak’ta, Afganistan’da ortaya koyduğu özgürlük ve demokrasiye bakınca bunun ne denli samimi ve gerçekçi olduğu da anlaşılıyor!.. Nitekim Biden; Trump’ın ABD’nin Almanya’daki asker sayısını azaltma konusundaki kararını askıya aldığını açıkladı. Bu konuda yeni savunma bakanı dünya geneli için kapsamlı bir çalışma ve değerlendirme yapacakmış… Demek ki, “İttifakları onarma ve geleneksel müttefiklerle yakın iş birliğini yeniden canlandırma” ABD’nin klasik metoduyla devam ettirilecek… Bu arada karşılıklı efelenmeler ve aba altından sopa göstermeler de hız kesmeyecek. Obama iktidarda iken, isim vermeden ama adres belli olacak şekilde Çin’i ima ederek, herhangi bir siber saldırı vukuunda ABD’nin hiç tereddüt etmeden nükleer silahları kullanmaktan kaçınmayacağını söylemişti. O günden sonra Çin cenahından ABD’ye kaç tane siber saldırı oldu, saymak mümkün değil!.. Son olarak ortaya çıkarılan ve en az dokuz ay sürdüğü tahmin edilen; muhtemelen Rusya kaynaklı, benzer saldırıdan ABD’nin aldığı hasarı tespit etmek dahi çok zor görünüyor. Kısacası, her yeni dönem başında, peşrev mahiyetinde karşılıklı elenseler çekilir. Önemli olan rakibe asıl oyunu yapma fırsatı vermemektir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.