Yangını söndürenler ve körükleyenler…

Evimiz yanıyor… Canımız yanıyor… Ciğerimiz yanıyor!.. Günlerdir en çok duyduğumuz, çaresiz biçimde dinlediğimiz, dehşet içinde izlediğimiz sözler bunlar. Hayatını kaybeden vatandaşlarımız… Malının, servetinin, onlarca yıllık emeğinin kül olup gitmesi karşısında bir şey yapamayıp, gözyaşları sel olan insanlarımız… En katı yürekleri dahi burkan çok elim bir tablo. Ama bu tablo karşısında bile, Hazreti İbrahim aleyhisselâmın mancınıkla atıldığı ateşi körükleyen yılan gibi tıslayan vatan hainleri, hiç insafa gelme niyetinde değil! Canların, canlıların yanmaması için, millî servetin kurtarılması için canhıraş şekilde çalışan görevli-gönüllü bütün vatandaşlarımız cehennem sıcağında alevlerle boğuşurken, onlar klimalı odalarda; oturdukları koltuklarda her vasıtayı kullanarak, fitne -fesat çıkarmak için bütün hinliklerini sergilemeye devam ediyorlar… Memleketin dört bir tarafını alevlerin sarmış olması, bunların hiç ama hiç umurunda değil. Bunların içinde Yunanistanlıların acılarına ağıt yakanlar boldur. Ama kendi ülkesindeki insanların, deprem, su baskını, yangın gibi her türlü tabii afet ve felaketle, can ve mal kaybına uğraması karşısında, bunlar değil acı paylaşmayı, ihanetler devşirmeye çalışır.

Hepsi âdeta birer orman mühendisi, yangın söndürme uzmanı kesilmiş, nasihat veriyorlar. Nasihat vermenin ötesinde, ilgili ve yetkililere hiza-istikamet vermeye kalkışıyorlar. Bununla da kalmıyorlar, hiç utanmadan sıkılmadan konuyu saptırıyor, iktidarı örselemek için, halkın arasına kin ve nifak sokmak için, en aşağılık yalanları peş peşe sıralamaktan kaçınmıyorlar. Sorumlu makamlar ardı ardına açıklama yapıyor… Bu hainlerin fitne tohumları ekmesine mâni olmak için ikazda bulunuyorlar. Ama nafile. Yangınların üst üste patladığı bugünlerde, ha bire üfürdükleri mevzu THK (Türk Hava Kurumu) uçakları… Vay efendim, bu uçaklar niçin kullanılmıyormuş? Hâlbuki, bahse konu uçaklara dair kaç kere izahat verildi. Mukayeseli şekilde her türlü detayına kadar bilgilendirme yapıldı. Ama yok, bunların derdi başka. Neymiş, hurda uçak olmazmış da, bakımı yapılmayan uçak olurmuş! Tezviratın sonu gelmiyor, gelmez. Uçak uzmanı olmaya gerek yok. Şu basit sorunun cevabını verebilir mi bu zekâ fakirleri? Bakım onarım maliyeti, gerçek maliyetini kat kat aşan hurdaları hâlâ uçak diye değerlendirecek miyiz? Uçak kiralama dünyanın her yerinde yapılan bir uygulama iken, bizde neden yanlış bir seçim olsun? Ama bunlar başka şeylerin peşinde. İstedikleri kadar, fitne ateşini körüklemeye devam etsinler, sonunda kendileri tutuşur inşallah!..

Bu arada THK’nın tam olarak görev tanımı nedir? Kendisinden beklenen fonksiyonlar nedir? 1925’te belirlenen hedeflerini, THK hangi oranda gerçekleştirmiştir? Bugüne kadar hangi yenilenme hamlelerini hayata geçirebilmiştir? Bugünkü Türkiye şartlarında, THK’nın görev ve hizmet alanları neler olmalıdır? Mesela orman yangınları konusunda THK’nın misyonu hangi kıstaslarla belirleniyor? Dünyadaki uygulamalar nedir? THK, tartışmalara konu olduğu kadar, gerçekten hizmet de üretebiliyor mu? Bütün bu konuların dört başı mamur şekilde kamuoyuna izah edilmesi şarttır. Hakikaten olur olmaz zamanlarda, lüzumsuz iddia ve spekülasyonlarla bu kurumun gündeme gelmesi sıktı artık!..

Gelelim en önemli hususa… Teröristlerin eline kibrit ve çakmak vererek, ormanlarımızı tutuşturan Karayılan'ıyla, sarı yılanıyla, her renkteki bütün menhus varlıklarıyla, insanlık düşmanları kesinlikle imha edilmeli. Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi, ormanlarımızı yakan hainleri mutlaka ele geçirip, onların da ciğerini yakmalıyız. İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun açılamasına göre, üç yüzden fazla sabotaj ihbarı söz konusu. İhbarların tek tek incelendiğini belirtti. Dünyanın her tarafında devam eden binlerce yangın var… Bizde de bir hafta içinde, yüz otuzdan fazla yangın baş gösterdi. Bunların ne kadarı kasıtlı olarak çıkarılmıştır? Devlet şüphesiz titiz bir tahkikatla tespit edecektir. Bölücü teröristlerin şu aralar pek faal olduğu gözden kaçmıyor. Elbette o hainler yaptığının cezasını görecek! Bu arada sair tabii afetler gibi, orman yangınlarının da, her geçen gün daha fazla sıkıntı vereceği anlaşılıyor. Türkiye’nin bu konuda artık çok daha hazırlıklı olması şart! Her şeyden önce, iyi bir planlama ve ona göre de araç-gereç ve uzman ekipler hazırlama programını tatbikata koyması kaçınılmaz. Her seferinde yangın uçağı ve helikopter sayısını tartışmak, bize ancak zaman kaybettirir...