Rusya nerede duracak?

A -
A +

İlk günden beri net olan şey şudur: Rusya’yı sahada durduracak bir askerî güç yok… Şu hâlde Ukrayna’da, hangi hedefleri koyduğu tam belli olmayan Rusya’nın kendisi nerede duracağına karar verecek!..

 

Askerliğini er olarak yapanların dahi iyi bildiği bir kaide vardır: Savaşta taarruz eden tarafın, savunmadaki kuvvetlere nazaran en az üç katı fazla olması gerekir… 

Bu klasik kaideye göre Ukrayna savaşına baktığımızda, Rusya’nın topyekûn bir işgali planlamadığı hemen görülüyor. Rusya’nın şu ana kadar cepheye sürdüğü asker sayısı, 120 bin ila 170 bin arası bir seviyede.

Buna karşılık Ukrayna’nın toplam askerî mevcudu en az iki yüz bin. Ve Ukrayna’nın yüzölçümü de, 605 bin km2.

Zaten Rusya da tekrar tekrar, Ukrayna’yı bütünüyle işgal etme peşinde olmadığını deklare etti. Fakat bu açıklamalar maksatlı ve aldatıcı olarak değerlendirildi.

Bazıları sahadaki Rus birliklerinin durumuna ve Ukrayna kuvvetlerinin, yer yer gösterdiği direnişlere bakarak hüküm çıkarıyor.

Bazı mevzii durumları genele teşmil ederek, Rusya’nın lojistik bakımdan artık zora girmeye başladığını ve pek çok noktada harekâtı yürütmekte güçlük çektiğini ifade ediyorlar.

Bu yorumları yapanlar, şüphesiz koskoca Rusya’nın askerî kapasitesi hakkında doğru bir tahmin yapmakta yanılıyorlar. Günbegün, askerî müdahalenin Ukrayna’yı fena hâlde tahrip ettiğini hâlâ daha görememek nasıl bir idraktir?

Rusya’nın en keskin biçimde verdiği mesajı, Ukrayna cephesinin anlamaması imkânsız. Ancak buna verdiği reaksiyon doğrusu çok tuhaf!..

 Ukrayna bu noktaya nasıl sürüklendi? Kendi başına bu kararı vermediği kati. Peki, son 13 günde olup bitenleri, Batı cenahı Ukrayna hesabına nasıl değerlendiriyor? Yakılıp yıkılan bu ülke hesabına, güya Rusya’ya karşı çıkanlar, acaba felaketten ne gibi sonuçlar devşirmek istiyor? İşin püf noktası burası!..

Rusya yoruldu, tökezledi gibi yarım yamalak değerlendirmelerle, sanki kazanacak taraf Ukrayna imiş gibi, insanları yanlış yönlendirenler, zekâmızla alay etmeyi bırakmalı. Rusya, ordusunun yalnızca onda birini kullandığı bir askerî harekâtta, iki haftada yorulmaz! Uygulamadaki hata ve eksiklikleri kapasite ile karıştırmamak lazım. Esas şu noktaya dikkat isterim: 13 günde Ukrayna’nın aldığı bu hasar, kaç senede giderilebilir? An itibarıyla, 1,5 milyondan fazla insan evinden yurdundan koparılmış vaziyette…

Şu saate kadar sınır kapılarını açan ve savaştan kaçanları cömertçe kabul eden Polonya, Macaristan, Romanya, Slovenya gibi ülkeler, daha ne kadar dayanabilecek? Savaşın daha fazla uzaması hâlinde, beş ve hatta on milyon kişinin Ukrayna’dan kaçma ihtimalinden bahsediliyor.

Diğer tarafta, Rusya’ya karşı, şehir içi savaşlarıyla direnme durumunun çok daha korkunç bir maddi ve insani zayiatla sonuçlanacağı belli değil mi? Şimdiden bu ihtimale karşı, binlerce paralı askeri Ukrayna topraklarına sokan Rusya’yı, gayrinizami harple, ne ölçüde yıpratmak mümkün? Kala kala, ambargolara bel bağlamaktan öteye bir alternatif görünmüyor. Peki, ambargolarla Rusya’yı dize getirmek mümkün müdür? Amerika, Küba’ya elli sene boyunca kesintisiz ambargo uyguladı. Küba’yı teslim alabildi mi?

1979 yılından beri, İran’a daimî şekilde tatbik edilen bir geniş ambargo söz konusu. Peki, İran pes etti mi? Küba ve İran halkının çok ciddi sıkıntı içinde olması, neticeyi değiştirmiyor. Bu arada ambargo uygulayan Batılı ülkelerin dev firmalarının, çeşitli yollarla bizzat ambargoyu deldikleri de, bir gerçek olarak karşımızda duruyor…

İki Avrupa kıtası genişliğinde ve namütenahi tabii kaynaklara sahip Rusya’yı, bu şekilde geriletmek asla mümkün değil. Hele hele yanı başında, pek çok alanda kendisine pazar olacak, Çin gibi bir dev ekonomik güç varken. Bırakın Rusya’yı, şimdiye kadar en katı ambargolara maruz bırakılan, halkının önemli bir kısmı açlık sınırındaki; Kuzey Kore’ye bile, bu yolla geri adım attırılabildi mi? Ukrayna karar vericilerinin, Batı’dan gelen nasihatlere, işte bu örnekleri de hatırda tutarak kulak vermesi gerekir. O Batı ki, 2008’den beri; “Seni NATO’ya alacağız” diye oyalayarak, bu felaketi davet eden gelişmelerin müsebbibidir!

Velhasılıkelam uzmanlığı kendinden menkul bazı kişilerin, hariçten gazel okumaktan öteye anlam ifade etmeyen yorumlarına bakarak, Rusya-Ukrayna savaşının akıbetini anlamaya çalışmak, bizi fena hâlde yanıltır. Hakikaten mesele Ukrayna değil. Kavga çok daha büyük. Dünyanın ekonomik ve askerî dengeleri yeniden kuruluyor. Adına ister jeopolitik düzen deyin ister yeni dünya nizamı deyin. Ne derseniz deyin. Sıkça duyduğumuz şu meşhur klişe, durumu özetliyor: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.