Rusya’yı çökertmek mi, savaşı bitirmek mi?

A -
A +

Putin, Rusya’ya karşı uygulanan ambargo ve yaptırımları “ekonomik savaş” olarak tanımladı… Batı’nın söylem ve eylemle el yükselttiği, cezalandırma harekâtının temel amacı ne? Hedef savaşı bitirmek mi, yoksa!..

 

Batı cenahından Rusya’ya gönderilen sinyaller hayli kafa karıştırıcı!..

Bu sinyallerin Rusya tarafından nasıl okunup değerlendirildiği çok önemli. Zira buna göre tavır geliştirecektir. Aslında Rusya taleplerini açık şekilde ortaya koymuş bulunuyor… 

“Kırım’daki fiilî durumun kabullenilmesi yani Rus egemenliğinin tanınması, Ukrayna yönetiminin militarist ve Nazist eğilimden arındırılıp tarafsız statüsünün sağlanması (Bunun tercümesi şudur: Mevcut Ukrayna Hükûmetinin gidip, yerine Rus yanlısı bir yeni yapının gelmesi…), Rusya’nın güvenlik alanındaki meşru çıkarlarının şartsız olarak dikkate alınması” yani NATO’ya üye olma sevdasını unutması…

Buna karşılık, Batı tarafı ikircikli bir tutum içinde. Bir taraftan Ukrayna’nın yanında olduğunu ve onun geleceğini belirleme (NATO ve AB’ye üyelik vs.) konusunda iradesine engel konulamayacağını ifade ediyor. Diğer yandan da, aynı hususlarda oyalama taktiği güdüyor. 2008 yılından beri, Ukrayna’nın NATO’ya girme talebi, bu konuda belirlenen perspektife rağmen işlerlik sürecine sokulmadı…

Kaldı ki, en başından beri Almanya ve Fransa, Ukrayna’nın NATO’ya girmesine karşı çıktı. Hâl böyle iken, Rusya’ya bu konuda istediği garanti verilmediği için savaş çıktı. Ve Ukrayna can havliyle, AB’ye girmek için hızlı bir talepte bulundu. Fakat Almanya Şansölyesi Scholz, Ukrayna’nın AB’ye hızlı girme talebine karşı olduklarını derhâl net biçimde beyan etti. Velhasıl, Ukrayna tek kelime ile ortada bırakılmış durumda…

 Evet, Ukrayna sahipsiz ve tamamen Rus insafına terk edilmiş durumda. 

O zaman şu soruyu tekrar sormak gerekiyor: Batı neyin peşinde? Savaşı bitirmek mi yoksa Rusya’yı çökertmek mi?..

Putin, Rusya’ya uygulanan yaptırımları “EKONOMİK SAVAŞ” olarak tanımlıyor. Bu kabil bir söylem, gerilimin tırmanacağını haber veriyor. Nitekim Rusya yaptırım uygulamalarına karşı kendi hamlelerini yapmaya başladı. Dışişleri Bakanı Lavrov’un sözleri oldukça dikkat çekici. Batı’nın her halükârda yaptırım uygulamaya niyetli olduğuna işaret ederek, Rusya’nın bundan böyle Batı sisteminden ayrışarak yoluna devam edeceğini belirtti ve bunun için tedbirlerinin olduğuna dikkat çekti. Rusya bunu ne ölçüde yapabilir, ne kadar zaman içinde hayata geçirebilir, burası şimdilik belli değil.

Ama öteden beri dikkat çektiğimiz, yeni bir jeopolitik düzen kurma çalışmalarının hızlanacağı, artık iyice görülmeye başladı. Bu, meselenin orta vadede alacağı şekil, global ölçekte yeni sonuçlar doğuracak.

Lakin sıcak gelişmelerin dünya siyasi ve ekonomik dengelerini kısa vadede hangi yöne sevk edeceği de önemli. Ukrayna’ya askerî saldırının başladığı günden beri, tekrarlanan bir laf var… Diyorlar ki: Putin bu kadar tepki beklemiyordu!.. 

Demek oluyor ki, yanlış bir hesap yaptı ve batağa da saplandı! Acaba tam olarak durum böyle midir? Gerçekten koskoca Rusya, iddia edildiği kadar bir hesap hatasının içinde olabilir mi? Bize göre hiç de öyle değil. Tam aksine, sanki Batı cenahı; topyekûn aldığı bu karşı tavır hareketinde, kendisinin dahi beklemediği derecede, etkin bir reaksiyonun oluşmasından dolayı hem şaşkın hem memnun görünüyor! Biden ve Avrupalı liderler, Putin’in kendilerini bölemediğini, tam tersine birlik ve bütünlüklerinin perçinlendiğini tekrar tekrar dile getirip, buradan kalıcı bir kazanım sağlamaya çalışıyorlar.

Ekonomik yaptırımlar Rusya’nın canını fena hâlde acıtacak. Bu kesin!..

Velakin bu yaptırımların tazyikiyle, Rusya’nın geri adım atmasını beklemek hata olur. Daha önce de burada belirttiğimiz üzere, Rusya artık dönüşü olmayan bir yola girmiştir ve istediğini, tamamen olmasa da büyük ölçüde elde etmeden askerî harekâtı durduramaz. Ekonomik yaptırımlar yanında, Rusya’ya karşı başlatılan sosyokültürel izolasyon hareketleri de, aksi yönde daha büyük bilenme ve agresifleşmeye yol açacaktır. Rus halkı hâlâ, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki yıllarda, uğradığı aşağılayıcı muamelelerin hıncını unutmuş değil!..

Hâlihazırda da, kendisine karşı yapılan her türlü menfi hareket ve davranışı tek tek not ettiğinden şüphe yoktur. Burada Rusya’nın haklı veya haksız olması fark etmiyor…

Önemli olan, Batı’nın baskılarına karşı direnmek adına başvuracağı dinamiklerdir. Rusya’nın maruz kaldığı ekonomik zararların kısmen de olsa Batı’da yansımaları olacaktır. Nitekim enerji konusunda, Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve İngiltere kadar keskin tavır koyamıyor…

Özetlersek, Batı cenahı her zamanki gibi samimiyetsiz ve ikiyüzlü bir tutum içinde. Bu durumdan da en büyük zararı Ukrayna görüyor! Zira Rusya’yı cezalandırmak için, Ukrayna açıkça yem olarak kullanılıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.