Yaptırımlar tamam da, savaş ne olacak?

A -
A +

Rusya Dışişleri Bakanı, ülkesine karşı beş binden fazla yaptırım uygulandığını ve bunun bir rekor olduğunu söylüyor. Gerçekten şimdiye kadar görülmemiş bir olay. Ama bu, savaşı durdurabilecek mi?

 

ABD Başkanı Biden, Rusya Lideri Putin’i “savaş suçlusu” olarak itham etti…

Hani derler ya, “Bu laf kavgada söylenmez…” Gerçekten bu lafı söyleyen kişi ile buna muhatap olan kimsenin konumuna bakıldığında, her yönüyle ilgili tarafları kırmızı alarma geçirecek bir ifadedir. Gerçi daha önce de, Biden, Putin için “Katil” demişti. Ama daha sonra yüz yüze görüştüklerinde, o lafı kasıtlı biçimde söylemediğini belirterek, ortamı yumuşatmaya çalışmıştı.

Her neyse, bugün üzerinde durulması gereken mesele, Biden ile Putin’in ağız dalaşı değil, çok ciddi bir tehdit altına girmiş bulunan dünya barışının üzerindeki karabulutların dağılıp dağılmayacağıdır. Evet, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırı, bölgesel ve küresel güvenliği fena hâlde kırılgan bir duruma sokmuş bulunmakta. Ve savaş uzadıkça bu kırılganlık daha tehlikeli bir hâl almakta.

Başlangıçtaki tahminlere göre, Rusya kısa sürede beklediği sonuca ulaşabilseydi, durum daha farklı olabilirdi. Ama öyle olmadı. Rusya’nın “Özel askerî operasyon” diye yutturmaya kalktığı savaş, dördüncü haftasına girdi. Ukrayna, eldeki imkân ve dışarıdan gelen askerî desteklerle belli ölçüde direnmeye çalışırken, Rusya günbegün daha ağır ve acımasız darbeler vuruyor. Bu tahrip edici saldırılarında, geçmişte Afganistan’da, Çeçenistan’da ve Suriye’de de sergilediği gibi, hedeflerin askerî veya sivil olması konusunda hiç de titizlenmiyor!..

Bu yüzden de, Rusya ve Putin’e yönelik ‘savaş suçlusu’ ithamları giderek artıyor. Rusya ve Putin’in, uluslararası sistemde savaş suçundan ötürü, cezalandırmalara maruz kalıp kalmayacağını bugünden bilemiyoruz. Bakalım gelecek neyi gösterecek…

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, üç hafta içinde ülkesine karşı beş binden fazla yaptırım uygulandığını ve bunun bir rekor olduğunu söylüyor. Ne Kuzey Kore ne de İran, hiçbir başka devlete karşı bu çapta bir ekonomik cezalandırma ve izolasyon görülmedi.

Hakikaten sıradan bir ülkenin kaldırabileceği bir vaziyet değil. Velakin Lavrov’un da seslendirdiği üzere, bu yaptırımların Rusya’yı hedeflerinden saptıramayacağı belli. Rusya’yı sahada askerî planda durduracak bir güç devreye girmedikçe, böyle bir şey beklenmemeli.

Peki, ne olacak? Savaş uzadıkça Ukrayna daha fazla yakılıp yıkılacak. Daha fazla insani kayıplar yaşanacak. Bugün itibarıyla silahlar sussa, Ukrayna’nın bu tahribatı onarmak için çeyrek asra ihtiyacı var. Tabiatıyla Rusya da büyük bedel ödüyor. Onun da an itibarıyla uğradığı ve bundan sonra uğrayacağı maddi kayıpların yerine konulması hiç kolay olmayacak. Hep dile getirdiğimiz üzere, bir an evvel ateşkes sağlanıp barış masası kurulmadığı takdirde, her iki taraf için felaket daha korkunç boyutlara varacak!

Bu yüzden de Rusya, bir an evvel neticeye varmak için, saldırıları daha korkunç boyutlara vardıracak. Şimdiye kadar okulları, hastaneleri ve sivil insanların sığındığı tiyatro binalarını bile vurdu. Bu konuda yükselen tepkileri hiç duymuyor bile. Hâl böyle olunca, Biden tarafından savaş suçlusu ilan edilmek, Putin için asla caydırıcı değil!

Yaptırımlardan dolayı canı yanmaya başlayan Rusya, Batı cenahına karşı daha da sertleşme yolunda işaretler veriyor. Misilleme yaptırımlar için hazırlık yaparken, Ukrayna’ya askerî yardım getiren yabancı araç ve kargoların bundan böyle Rusya için hedef olacağını da ilan etti.

Bu yeni bir safha ve bazı şeylerin kontrolden çıkmasına yol açabilir. Çünkü hedef şaşırma ve yanlışlıkla vurma gibi olayların yaşanması yüksek bir ihtimal. ABD ve NATO, Rusya ile çatışma riskine girmemek için, şimdiye kadar Ukrayna’nın ısrarlı taleplerine rağmen, hava sahasını kapatma yoluna gitmedi. Bunun Üçüncü Dünya Savaşı demek olacağını açıkça söyledi. Bu doğru bir yaklaşım. Tıpkı ABD ve NATO’nun mükerrer olarak, Rusya ile askerî çatışmaya girmek istemediğini ve girmeyeceğini ilan etmesi gibi…

 Burada Batı’nın dikkatli olması, şüphesiz barışa hizmet ediyor. Ama öbür taraftan, Ukrayna’yı yanlış yönlendirerek, bu işgalin başlamasına zemin hazırlaması, maalesef yıkım getirdi. Nitekim 3 Şubat’ta, Ukrayna’ya resmî ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha savaş başlamadan önce, Batı’nın bu yanlış tutumuna işaret ederek, şöyle demişti: “Batı maalesef şu ana kadar, bu işin çözümüne katkı diye bir şey sağlamadı. Sadece âdeta çomak sokuyorlar…” Ve işte o Batı, şimdi yaptırımlarla Rusya’yı durdurmaya çalışıyor. Ne yazık ki, bu yolla Rusya’yı durdurmak hayal!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.