İsmail Kapan

Devletin meşru gücüne karşı, illegal örgütlerin akılsızca sürdürmeye kalkıştığı silahlı mücadelenin, hiçbir zaman başarıya ulaşma şansı yoktur. Bu yüzdendir ki, anarşist ve teröristler, "desparados" yani "umutsuzlar" diye anılır.

Türk siyasetinde üslup problemi, oldum olası müzmin bir illet gibi! Her dönemde övgüde de yergide de, ifrat ve tefrite kaçan siyasiler, politik seviyeyi muhafazada pek başarılı bir grafik çizmediler...

Türkiye'nin bir türlü yakasını kurtaramadığı medyatik problemlere, "SOSYAL MEDYA" boyutu da eklendi. Mahut twitter leşkerleri, bariz gerçekleri tersyüz etmek için var gücüyle saldırı hâlinde!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde Güneydoğu Bölgesinde yaşayan halkın, teröristleri ayıklamasını ısrarla dile getiriyor. Bu ayıklama konusu şüphesiz çok önemli. Lakin yapılması pek de kolay görünmüyor!..

Diyarbakır Lice ve Hani Kırsalındaki çatışmalarda şehit düşen, biri teğmen dört askerimizin katledilmesinde, "canlı kalkan" diye ortaya çıkan veya PKK tarafından oraya sürülen kişiler önemli rol oynadı!..

Siyasette öyle bir çıkmaz sokağa gelindi ki, parti liderlerinin bir araya gelmesinden ve birbirleriyle konuşma sürelerinden ümitvar sonuçlar çıkarılmaya çalışılıyor. Ancak görüşme ve süresi tek başına çare olmuyor...

AK Parti-CHP koalisyonu ihtimalinin ortadan kalkmasıyla birlikte, siyasi tablo yeni bir görünüm aldı. Bu tabloda belirsizlikler epeyce fazla. Erken seçim ihtimali yeniden öne çıkmış görünüyor...

Terör örgütleri tam bir şer ittifakı içinde, ülkenin her yerinde saldırıyor!..

Terör örgütü ve her türlü yandaşlarının etrafı velveleye vermesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Kaskatı gerçekler ortada. Yapılan kirli tezvirata kimse inanmaz.

Son yıllarda sayıları hayli artan devlet ve vakıf üniversitelerinin performansı küresel rekabet için yeterli mi? Yeniden yapılanma ihtiyacı var mı?

Terör saldırıları şüphesiz bütün ülkeye zarar veriyor. Ancak lokal ve bölgesel olarak bu saldırıların, en çok zararı Kürt vatandaşlarımıza verdiği açıktır.

HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın bir süreden beri yaptığı barış çağrıları, çeşitli sebeplerle yeterince güven telkin ediyor olmasa da, her şeye rağmen önemli ve gerekli.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin bir hafta önceki konumda olmadığını her vesile ile tekrarlıyor. Acaba ne değişti, neler değişecek?

Türkiye, kamu düzeni ve ulusal güvenlik çerçevesinde, iç ve dış politika bakımından yepyeni bir döneme girmiş bulunuyor. Yeni dönemin kodlarını iyi okumak gerekiyor.

Cumhurbaşkanı, dün İstanbul'un bir ilçesinde, yüzleri maskeli ve ellerinde Kalaşnikof silahlarla yürüyen militanlara gönderme yaparak, güvenlik zaafına dikkat çekti!..

Terör belasının yeniden etrafı sardığı şu günlerde, HDP'nin takınacağı tavır önemli sonuçlar doğuracaktır. Bakalım bu samimiyet testini geçebilecek mi?

Urfa Suruç'taki menfur saldırı, Türkiye'nin yakın gelecekte çok daha büyük tehditlerle yüz yüze kalabileceğinin açık bir işaretidir. Dikkat, alarm zilleri çalıyor!

Bayram tatili daha başlamadan, yollar kan gölüne döndü. Her sene tekrarlanan faciaların önüne geçmek için daha çok gayret, daha çok tedbir lazım...

Hükümet kurma sürecinde, ilk resmî temas dün gerçekleşti. Hazırlık mahiyetindeki bu temaslar, bugün ve yarın devam edecek. Bakalım arkası nasıl gelecek...

Başbakan Davutoğlu, hafta başından itibaren yeni hükümet için görüşme turlarına başlayacak. Umumi beklenti, sürdürülebilir ve icraat yapacak bir koalisyonun kurulması...