Yunus Emre Enstitüsü…

A -
A +
Adını Koca Yunus’tan alan bu güzel ve özel kuruluşu biliyor muydunuz? diye sorsam bilmeyenlerin sayısının bilenlerin sayısını katlayacağından eminim.
Açıkçası Türkoloji ile ilgili olup biten her şeye ilgisi olan ve eğitimini de bu alanda almış birisi olarak ben bile bu nadide kuruluşu doğru dürüst tanımıyormuşum meğer!
Son Azerbaycan seyahatimde MÜSİAD’ın iftar yemeğinde Azerbaycan Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Cihan Özdemir Hoca'yı tanıyana kadar hiç bilgim yoktu. Ömrünü Türkoloji ilmine vermiş, daha önce Balkanlarda görev yapmış güzel bir insan Cihan Hoca. Yanında eşi Hatice Hanım'la Azerbaycan’da çok güzel işler yapıyor. O akşam bendenizi Yunus Emre Enstitüsüne davet edince ertesi günü ilk işim, kıymetli dost Arzu Bağırov ile Yunus Emre Enstitüsüne gitmek oldu.
Azerbaycan Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Cihan Özdemir Hoca'yı makam odasında değil, bir memurun masasında hararetle çalışırken bulduk. Bir rapor hazırlıyormuş. Hoşbeşten sonra yaptığı çalışmalarla ilgili bilgiler aktardı ve bizlere Enstitüyü gezdirdi. Maşallah ne ararsanız mevcut. Edebiyat ile ilgili her ne varsa, kadim sanatlarımız, ebru, hat, minyatür ve birçok alanda açılan kurslar.
Cihan Hoca, gülümseyerek “En son Türk yemeklerini de buradaki soydaşlarımıza tanıtmak için mutfak atölyesi kurdum” diyor ve televizyon yayını da yapılacak formatla tasarlanmış mutfağı geziyoruz. Ancak Azerbaycan’da televizyonlar bizdeki gibi yemek programı yapmaya çok hevesli değillermiş! Ben de “Bizim TRT Avaz ne güne duruyor” diyorum.
Cihan Hoca'ya diğer Türk Cumhuriyetlerinde de bu nadide kuruluşun mevcut olup olmadığını soruyorum. Acı bir tebessümle sadece Kazakistan ve Azerbaycan’da var diyor. Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan’da niçin yok diye sorduğumda da sadece şu manidar cevabı veriyor:
“Kardeş ülkeyiz ya ondan!”
Anlıyorum ki bu ülkeler Yunus Emre Enstitüsünün kurulmasına rıza göstermemişler! Çok ilginç. Açıkçası çok üzülüyorum. Nedenler niçinler kafamda dönüp duruyor. Özbekistan ile özellikle Kerimov zamanında çok uzun yıllar soğuk yürüyen bir ilişkimiz oldu. Kırgızlar ile aramıza FETÖ'cüler girdi yazık ki! Peki ya Türkmenistan?
Hâlâ kardeş ülkelerle bir arpa boyu yol yürüyememişiz meğer! Bu durum hiç hoşuma gitmedi ve gerçekten de çok üzüldüm. Tam olarak 58 ülkede Yunus Emre Enstitüsü faaliyet gösteriyor ve üç kardeş ülkede izin çıkmıyor! Çok manidar!
Peki Yunus Emre gerçekte ne için kurulmuş? İşte kendi resmî sayfasında kendisini anlattığı bülten:
“Yunus Emre Vakfı; Türkiye’yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek; Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini arttırıp dostluğunu geliştirmek amacıyla 05.05.2007 tarihli ve 5653 sayılı kanunla kurulmuş bir kamu vakfıdır.”
Görüldüğü üzere amaç halis ve anlamlı. Bu meselenin güvenilir dostlar tarafından yeni baştan ilgili kardeş ülkelerle müzakere edilmesinde fayda var zira belli ki ortada bir yanlış anlaşılma ve yönlendirilme söz konusu. Türkiye’nin kardeş ülkelerle küsme, kırılma, uzak durma gibi bir lüksü yoktur ve olmamalıdır. Son Kırgızistan olayının perde arkası da iyi irdelenmelidir. Bu ülkelerde hâlâ bir FETÖ lobisinin olduğu gerçeği ve ihtimali asla göz ardı edilmemelidir…
Türkiye’yi bilgi, görgü, nazik tavır ve tarzıyla en güzel şekilde Azerbaycan’da temsil eden Cihan Özdemir Hoca gibi Türkologlara acil ihtiyacımız var ve o insanlar her nerede iseler aranıp bulunmalı ve böylesi görevler böylesi liyakatli inşalara tevdi edilmelidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.