Ve Güney Türkistan da düştü!

A -
A +
Aylar önce bir yazımızda söylemiştik.
Bundan böyle Afganistan’ı daha çok konuşacağız diye, olası gelişmeleri belirtmiştik. Yüz binlerce soydaşımızın yaşadığı Güney Türkistan’ın en önemli merkezi kabul edilen Mezar-ı şerif ne yazık ki Taliban’ın eline geçti!
Ezici çoğunluğu Peştun olan Taliban rejimi Afganistan’ın tek hâkimi olarak bütün şehirleri ve eyaletleri bir bir ele geçirdi. İnsan sormadan edemiyor, Taliban böyle elini kolunu sallayarak şehirleri ele geçirirken Güney Türkistan’ın lideri Mareşal Raşit Dostum, neden savunma yapmadı, neden direnmedi?
Afganistan’daki Taciklerin önde gelen liderlerinden Ata Muhammed Nur, Twetter hesabında şu paylaşımları yaptı:
“Mareşal Dostum, ben, Belh Valisi, Belh milletvekilleri, Belh İl Meclisi Başkanı ve diğer birkaç yetkili şu anda güvenli bir yerde. Zamanı gelince paylaşacağım pek çok anlatılmamış hikâyem var. Topraklarını savunmak için gururla direnen herkese teşekkürler. Yolumuz burada bitmeyecek.”
Ata Muhammed Nur, Twetter sayfasında Afgan resmî hükûmeti tarafından Taliban’la iş birliği yapılarak, devletin bütün ekipmanlarının Taliban’a teslim edildiğini kendisine ve Mareşal Dostum’a komplo kurulduğunu ifade ediyor.
Mezar-ı şerifin düşmesi bir öngörüsüzlük müydü yoksa Afgan hükûmetiyle Taliban’ın taktiksel bir iş birliği miydi şu an net bilmiyoruz lakin ortada tıpkı Suriye’de olduğu gibi çok uluslu bir satrancın oynandığı açık.
Hemen altını çizelim ki Afganistan’da Taliban’ı neredeyse Peştunların büyük bir çoğunluğu destekliyor. Diğer etnik gruplar olan Özbekler, Türkmenler, Hazaralar ve Taciklerin ezici çoğunluğu ise Taliban karşıtlığı üzerinden bir araya gelseler de öyle görünüyor ki cephede bu birlikteliği kaybetmiş bulunuyorlar!
Bu süreçte Türk Konseyi Ülkelerinin neden bir araya gelmediklerini, neden bir strateji geliştiremediklerini ve Güney Türkistan’a açıktan veya kapalı niçin destek vermediklerini anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmeliyim. Afganistan yarından sonra hem Orta Asya’nın hem de Güney Asya’nın çıban başıdır! İlgili ülkeler yakın tarihlerde her anlamda bu menfi gelişmeden nasibini alacaktır.
ABD girdiği her yerde olduğu gibi Afganistan’ı iliklerine kadar tüketip yine yüzüstü bırakarak ne kadar üç kâğıtçı bir ülke olduğunu bütün dünyaya göstermiş oldu. Pek çok Uluslararası İlişkiler uzmanına göre Afganistan fiyaskosuyla artık ABD’nin “küresel güç imajı” yerle yeksan olmuştur.
Rusya, Çin, İran, Pakistan Taliban rejimiyle çoktan el sıkışmış durumda. Kapalı kapılar ardında Afganistan’ın siyasal varlığı sona erdirilmiştir. Sadece siyasal varlığı değil yarınları da yok edilmiştir.
Taliban, aşırı radikal eğilimleriyle sosyo ekonomik anlamda, kültür ve medeniyette ne yazık ki Afganistan’ı beşinci dünya ülkesi mesabesine indirmiştir. Maalesef halkın çoğunluğu da kendi elleriyle Taliban’a teslim olmuştur. Bozuk saat gibi arada bir doğruları söyleyen ABD Başkanı Biden, Afgan hükûmetine, ordusuna, halkına “direnin” çağrısı yapmıştı. Yazık ki Afganistan direnmeden Taliban’a teslim oldu.
Bu sosyolojik anlamda çok önemli bir husustur aslında. İnsan sormadan edemiyor. Dünün Afgan mücahitleri nereye gitti? O ruhu kim öldürdü? Sahi o mücahitlik hikâyeleri birer yalan mıydı yoksa?
Millet olmanın, millî birlik ve beraberlik ülküsünün önemi işte bu kabil durumlarda daha net anlaşılıyor. Demek ki neymiş?
Millet olamamış, kalabalık yığınlardan oluşan bir ülke savaşmaya, birlik içinde yaşamaya, kendi güvenliğini sağlamaya, demokratik haklarını istemeye ve kendi geleceğini tayin etmeye dahi muktedir ola/mı/yor-muş!
Kıssadan hisse!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.