Yandım Allah!

A -
A +

Türkiye’de kredi kartı borcunuzu zamanında ödemezseniz tek kelimeyle duman oldunuz. Zira faiz oranları çok yüksek.. Merkez Bankasının belirlediği kredi kartına uygulanacak aylık en yüksek faiz oranı %2.02… Bunun yıllık bileşik faizi %27.1 ediyor. Eğer zamanında borcunuzu yatırmazsanız aylık ödeyeceğiniz faiz %2.01’den %2.52’ye çıkıyor, bunun yıllık faizi de %34.8 oluyor. 1 Nisan 2016’dan itibaren uygulama bu şekilde gerçekleşecek. Ne kadar enteresan değil mi ülkede yıllık enflasyon, 8.78, kredi kartı faizi bunun 3 katından da fazla..


Peki Merkez Bankası faizleri neden bu kadar yüksek tutuyor? Bankalara kıyak olsun diye mi? Sadece ocak ayında bankaların kârı 2.5 milyar TL oldu. Aktiflerinin toplamı 2 trilyon lirayı aştı. Bu rakamları görenler akın akın Türkiye’de gelip banka kurmak istiyor, böyle ballı bir kazanç dünyanın başka hiçbir ülkesinde yok. Faizler bu kadar yüksek olunca, Türkiye’de perakende satış hacmi normal olarak geriliyor. Ekonomik güven endeksi şubatta ocak ayına göre %14.8 azalarak %71.46’ya düştü. Merkez bankası faizleri tavanda tutarak faiz lobisine hizmet etmiş olmuyor mu? Yani tabir caizse, vatandaşın cebinden parası alınıyor, lobinin kasasına aktarılıyor. Faiz lobisi, para ve sermaye sahiplerinden başkası değil. Bugün ülkedeki bankaları ve büyük para fonlarını lobi olarak görebilirsiniz.. Onun için siz siz olun, “Yandım Allah” diye bağırmamak için kredi kartı borcunuzu tam zamanında ödeyin.

Gecikirseniz yandı gülüm kâğıt helva. Harcamadığınız paranın cezasını ödemek zorunda kalmayın...

Bakın Merkez Bankası Tüketimin bel kemiği olan perakende sektörüne, ağır bir darbe indirerek, yani iç talebi kısarak, Türkiye’nin iç talebini azaltıyor, sonuçta ilk çeyrekteki büyüme hızı tahminlerin altında kalırsa bunun baş sorumlusu Erdem Başçı ve ekibidir. Onlar büyük ihtimalle nisan ayında koltuklarını terk edecekler, ama ortada iki büklüm bir ekonomi bırakacaklar.. Merkez Bankasına bu kadar geniş bir yetki tanınamaz. Ülkenin ekonomik geleceği bağımsız (!) kişilerin sırtına yüklenemez. Hiç kimse mevcut hükümetin politikasıyla uyumsuz, faiz ve kur sistemi belirleyemez, belirleyememeli... ABD Merkez Bankası FED’in, Almanya Merkez Bankası Bundesbank’ın, İngiltere Merkez Bankası (BOE'nin), Japonya Merkez Bankası (BOJ'un) nasıl öncelikli hedefleri büyüme ise, Türkiye’de de Merkez Bankasının asıl hedefi ülkenin büyüme hızını arttıran politikalar üretmek ve uygulamak olmalıdır...

Türkiye, Merkez Bankası kamburundan kurtulmadan istikrarlı büyüme potasına giremeyecektir. Hükümetin bu aşamada atması gereken ikinci bir adım var: Vergileri düşürmek. Dolaylı vergiler çok yüksek.. Bütçe bu yüzden yılın ilk iki ayında fazla verdi. Hem iyi hem kötü.. Tamam hizmeti kullanan bedelini öder, vergisini verir. Ama biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüksek vergi yükü altında ezilirsek, lig atlamak için daha çok bekleriz. İngiltere bile kurumlar vergisini %17’ye indirmeye hazırlanıyor, niye? Halk rahatlasın, daha çok tüketim yapsın diye. Temel kalemlerde öncelikle gıdada KDV’yi %18’den %10’a indirmek lazım.. İlk etapta %8’lik vergi kaybı yaşanacak diye algılanabilir. Ama tüketimdeki patlamayla daha çok vergi geliri sağlanır. Halkın da yüzü güler devletin de... 

Ankara’ya acizane iki teklifim varÖnce Merkez Bankasını, sonra vergileri adamakıllı düzeltinSON SÖZ: DOST, GERÇEĞİ SÖYLER!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.