Çivi yazısıyla!

A -
A +

Cum­hur­baş­ka­nının AK Partiyle bağlantısı yıkıcı basının ana malzemesi oldu. Aslında Recep Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından seçilmesini bir türlü hazmedemediler. Her fırsatta kin kusuyorlar. Anayasa’nın “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilir” diyen 101. Maddesini örnek gösteriyorlar… Bir defa bu anayasa, meclis tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanının görevini tarif ediyor, halk tarafından seçilmiş olanın değil.. Bunu bir defa kafanıza yazın.. Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Partinin kurucusu ve doğal lideri.. Bunu da yazın.. 1983 seçimlerinde Turgut Özal’ın başkanlığındaki ANAP %45.11 oyla 211 milletvekili çıkarıp tek başına iktidar oldu. O zaman meclis 400 milletvekilinden oluşuyordu. 7 yıl ülkeyi tek başına başarıyla yönetti. 1989 yılında Özal Cumhurbaşkanı seçildi. Politik kariyerini Özal'a borçlu olan Mesut Yılmaz, Özal ailesinin desteğiyle 1991'de ANAP Genel Başkanı seçildi. Ama Mesut Yılmaz'ın, ilk işi Turgut Özal'ın adını ANAP'tan silmek oldu. Yani ANAP'la Köşk arasındaki irtibatı koparıp attı. 20 Ekim 1991’de yapılan genel seçimlerde bunun faturasını çok ağır ödedi; ANAP %24 oyla ikinci parti oldu…

ANAP, Mesut Yılmaz döneminde her seçimde oy kaybetti.. 3 Kasım 2002 seçimlerinde %8.7 oyla parlamento dışında kaldı. Cumhurbaşkanı ile partisinin iplerinin koparıldığı tablo bu..
Bir de bugüne bakın.. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 10 ağustos 2014’te halk tarafından %52 oyla cumhurbaşkanı seçildi. 7 Haziran 2015’teki seçimlerde AK Parti, HDP’nin halkı aldatarak %10 barajını aşmasıyla %40.87 oyla 258 milletvekili çıkardı ve 13 yıllık tek parti iktidarını bıraktı.. 5 ay ülke koalisyon görüşmeleriyle çalkalandı, sonuç sıfır çıkınca, vatandaş hatasını düzeltti. 1 Kasım seçimlerinde AK Partiyi %49.5 oyla yeniden tek parti iktidarına taşıdı..
Ortadaki resim çok net. Birincisi sayın Özal’ın partisiyle arasına duvar örülmüş, ülke felaketten felakete sürüklenmiş.. İkincisi sayın Erdoğan, partisiyle bütünleşmiş ülke çağ atlamış.. 600 sene padişahın emrinde 3 kıtaya hakim olan Türk milleti Başkanlık sistemine geçerek aslına dönüyor. Bunu çivi yazısıyla yazın...
S&P cuma akşamı 7 Şubat 2014’ten itibaren negatifte tuttuğu Türkiye’nin not görünümünü durağana yükselttiğini açıkladı. BB artı olan notumuz sabit kaldı. Ancak görünümün yükseltilmesi, önümüzdeki 6 ay boyunca ekonomik göstergelerde ciddi bir sapma olmadığı takdirde not artışına gidileceğini gösteriyor. S&P’ye göre Türkiye 2016 yılında %3.4 büyüyecek. Bütçe açığının GSYHİ’ye olan oranı 2016-2019 ortalaması %2.4 olacak. S&P, ülkede ve ülke dışında yükselen şiddete rağmen, görünümü yükseltti. "Türkiye seçim ortamına, teröre ve yatırım duyarlılığının azalmasının zorluklarına karşı dirençli konumda" diyor. En önemli tespiti “Olası bir anayasa reformunun, Türkiye'nin politikalarında önemli bir değişikliğe yol açacağını beklemiyor.” Türkiye’ye karşı siyasi davranışlarıyla her zaman ön safta yer alan S&P’deki bu tavır değişikliği Moody’s’i de etkileyecek, onu da not görünümünü durağana çıkarmaya mecbur bırakacaktır.. Rüzgâr nasıl tersine döndü.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.