Niye olmasın?

A -
A +

Fiyatların sürekli ve hızlı olarak yükselmesine enflasyon deniyor. Etiketler büyüyünce paranın da değeri de düşmüş oluyor. Özetle bir malın talebi artarsa, fiyatı da aynı şekilde yükselir.. İşte buna talep enflasyonu denir. Maliyet enflasyonu genellikle ithalatı yükselen ürünlerde yaşanır. Yani dolar artınca, üretimde kullanılan ithal ara malların fiyatı artar. Sonuçta maliyetler yükselir. Bir ülke halkı güçlü tüketim yapabiliyorsa fiyat artışları problem olmaz. Bu durumda sanayinin çarkları hızlı döner, büyüme hızı artar, işsizlik azalır. Enflasyon göze gelmez. Ama tam tersi, eğer tüketim zayıfsa, insanlar yüksek enflasyon altında ezilir. Venezuela’da olduğu gibi.. Bir hamburger 170 dolara fırlar. Enflasyon %600’ü aşar. Yani fiyatlar 6 kat pahalanır, kimse alım yapamaz. Bu durumda üretim azalır. Devlet daha az vergi toplar. Bütçesi açık verir.. Bunu kapatmak için yüksek faizle borçlanmak zorunda kalır. Ülkenin ekonomik dengesi bozulur. Siyasi gücü zayıflar, sosyal olaylar patlak verir. Sonuç: enflasyon deyip geçmeyin, kontrol edilemediği zaman işte böyle bir ülkeyi batırır.
Enflasyon, bir ülke ekonomisinde mallara olan talebin arzı aştığı noktada ortaya çıkar. Bu nedenle ülkede üretim artışı sağlanırsa enflasyon tepesi üstü aşağı gider. Aynen bugün olduğu gibi.. Ekonomide enflasyonu artıran bir başka önemli neden ise bütçe açıklarıdır. Devletler bütçe açıklarını kontrol altına aldığında enflasyonda önemli ölçüde düşüş sağlanır. Aynen bugün olduğu gibi.. Türkiye’de bütçenin gayrisafi yurtiçi hasılaya olan oranı %1.4.. Evet yanlış duymadınız aynen öyle. İşte bu yüzden fiyatlar büyüyeceği yerde küçülüyor. Halk ucuz malları daha rahat tüketiyor. Bu tablonun oluşmasında iki gelişmenin ana rolü var. Birincisi petroldeki düşüş dolayısıyla enerjiye ödediğimiz fatura küçülüyor. İkincisi Merkez Bankasına gelen yeni yönetim son derece akılcı bir politika uygulayarak, faiz koridorunu daraltıyor. Bankalar kredi faizlerini aşağı çekmek zorunda kalıyor. Şirketler daha ucuz maliyetle kaynak buluyor, ekonomi canlanıyor. Çok ülke enflasyonu düşürmek için devlet harcamalarını kısmak zorunda kalır. Bizim böyle bir derdimiz yok. Tam aksine devlet kamu yatırımlarını arttırarak, hem sürekli iş sağlıyor, hem de ülkenin kalkınması için dev projeleri teker teker hayata geçiriyor. Refah böyle geliyor.. Mayıs ayında ihracatımız 12 milyar doları aştı.. 1.4 milyar dolarını sadece altın mücevher satışından kazandık. Önceleri Türkiye sürekli mücevher ithal ederdi, şimdi satıyor.
BÜYÜK OYUN: Almanya parlamentosu sözde ermeni soykırımını tanıyan yasayı kabul etti, ortalık karıştı.. Almanya Türkiye'nin AB üyelik sürecini kökünden bitirmek için ortaya yem attı. Soykırım yasasını onur meselesi yaparak mülteci anlaşmasını bozmamız isteniyor. Böylece ellerine büyük bir koz geçecek... İşte Türkiye'nin sözüne asla güvenilmez, diyerek bizi dünyaya rezil etmek istiyorlar.. Bu oyuna asla gelmeyelim. Eğer yapabiliyorsak, biz de yıldırım hızıyla Almanların bugüne kadar dünyada yaptıkları soykırımları gündeme getiren bir yasa tasarısını meclise sunup kabul edelim.. Biz de aynen onların yaptıkları gibi, tarih kitaplarına Almanların ne kadar canavar bir millet olduklarını yazıp çocuklarımıza okul çağında öğretelim.. Niye olmasın?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.