Temiz enerji!

A -
A +
Dünyanın enerjisi değişiyor. Çevreye zarar veren petrolün pabucu dama atılıyor. Yenilenebilir bir kaynak olmayan petrolün bir gün tükeneceği gerçeği, üretici ülkeleri alternatif ekonomilere yöneltiyor. 2050 yılı civarında petrol tükenmeye başlayacak. Amaç, bu tablo yaşanmadan alternatif enerjilere geçiş yapabilmek. 20 ülke, günde 1 milyon varil ile 20 milyon varil arasındaki yüksek petrol tüketimiyle ön plana çıkıyor. 130 ülkenin ise, günde 100 ile 100 bin varil arasındaki tüketimle petrole bağımlılığı fazla değil. ABD'de altı eyalet, petrole olan ihtiyacını sıfırlamaya çok yaklaştı. Avrupa, nükleer enerji, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, doğalgaz gibi kaynakları kullanıyor. Avrupa’da yılın ilk 3 ayında 40 bin elektrikli otomobil trafiğe çıktı. Almanya'da elektrikli otomobil alanlara dört bin euro devlet desteği veriliyor. Gelecek nesillerin, petrolsüz temiz bir dünyada yaşayacağı muhakkak.. Almanya enerji ihtiyacının üçte birini güneş enerjisinden sağlıyor. Unutmayın Almanya’da güneş yok. Yani hava genelde puslu.. Almanya’nın 2020 yılına kadar elektrik tüketiminin yüzde 35’ini, toplam enerji talebinin ise yüzde 18'ini yenilenebilir kaynaklardan karşılamak gibi bir hedefi var...
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansının  "Yenilenebilir Enerji Geleceği Yol Haritası Raporu'na" göre, dünyada yenilenebilir enerjinin kullanımının artmasıyla küresel gayri safi hasıla 1,3 trilyon dolar yükselecek. Rapora göre, küresel enerji kaynakları arasında yüzde 18 paya sahip yenilenebilirin yüzde 36'ya çıkmasıyla fosil yakıtlardan kaynaklanan iklim değişikliği ve hava kirliliği harcamalarının azalması, 2030'a kadar dünyada yıllık 4,2 trilyon dolar tasarruf sağlayacak. Yenilenebilir enerjiyi iki katına çıkarmanın temel faydaları arasında, 2030'a kadar toplam 24,4 milyon insana yenilenebilir enerji sektöründe istihdam sağlanması ve sera gazı emisyonunun 12 milyar ton azaltılması yer alıyor. Küresel enerji kaynakları arasında bulunan rüzgâr ve güneş enerjisinden üretilen elektriğin maliyeti 2025 yılına kadar yüzde 26 ila 59 ucuzlayacak. Raporda yer alan analize göre, maliyetler 2025 yılına kadar, güneşten elektrik üretiminde yüzde 59, açık deniz rüzgârda yüzde 35, karasal rüzgârda ise yüzde 26 ucuzlayacak. Böylece, 2025 yılında güneş ve karasal rüzgârdan elektrik üretiminin kilovatsaat başı maliyeti ortalama 5-6 dolar/cent civarında olacak.
Peki Türkiye bu yarışın neresinde? Tüm dünya ile beraber Türkiye’de de yenilenebilir enerji alanında yaşanan gelişmelerde hızlı bir artış olduğu gözler önünde...
Yenilenebilir enerji yatırımları 2015 yılında 329 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Küresel yenilenebilir enerji pazarı endeksine göre Türkiye, yenilebilir enerjide çekici yatırım fırsatları sunan pazarlar arasında yer alıyor. 2015 yılı içinde Türkiye elektrik üretimi kurulu gücüne eklenen 3630 MW kapasitenin %97’sini hidroelektrik dahil yenilenebilir enerji kaynakları oluşturdu. Mayıs 2015’te 3GW’lık rüzgâr enerjisi projesi kapasitesi için 42GW’lık yatırım önlisans başvurusu yapıldı. Türkiye ise 2014 verilerine göre bazı alanlarda dünyada ilk 5’e giriyor. Buna göre, yeni yatırımlarla oluşan kapasite artışı bakımından, yani tamamlanan yatırımlar sonucu kurulu güç kapasitesi artışında Türkiye, jeotermal enerjide dünyada ikinci ve hidroelektrikte Çin, Brezilya ve Kanada’nın ardından dördüncü olurken, güneş enerjisiyle su ısıtma kapasitesinde ise Çin’in ardından ikinci sırada yer aldı. Toplam kapasiteye göre sıralamada jeotermal enerjiyle ısıtmada dünya ikincisi olan Türkiye, kişi başına jeotermal enerjiyle ısıtma kapasitesinde dünya dördüncüsü ve ısıtma amaçlı güneş enerjisi su kolektörü kapasitesinde Çin, ABD ve Almanya’nın ardından dünya dördüncüsü.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.