İşin sırrı!

A -
A +
Türkiye’deki hatalı eğitim sistemi hem milyarlarca doların havaya uçmasına yol açıyor, hem de ülkedeki işsizliğin artmasında birinci derecede rol oynuyor. Büyüme hızımızı kesiyor, sosyal olayların artmasını sağlıyor, aile hayatını felç ediyor. Üniversiteyi bitir meslek sahibi ol, sözü ülkenin en büyük problemi hâline geldi. Tıp, mühendislik gibi teknik eğitim dışında yüksek tahsil yapanlar umdukları işi bulamadıkları için bugün ya okuduklarıyla hiç alakası olmayan işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar, ya da verilen ücreti beğenmedikleri için ailelerinin sırtında hayatlarını sürdürüyorlar. Tabii buna hayat denirse!..
Almanya Avrupa’nın en başarılı ülkesi değil mi? Şüphesiz evet. Almanya 83 milyon nüfusa sahip. Bizden 3 milyon fazla.. Ama 43 milyon çalışanı var. Bizim çalışan sayımız 26 milyon. Neredeyse yarı yarıya fark atmışlar. Bizde işsizlik oranı %11.2, Almanya’da %5.9... Almanya’nın bütçesi 24 milyar avro fazla veriyor. Biz 12 milyar avro açık veriyoruz. Almanya’da işsiz sayısı 2.6 milyon.. Türkiye’de 3.6 milyon... Almanya’da millî gelir 3.2 trilyon dolar.. Türkiye’de 800 milyar dolar. Kişi başına millî gelir Almanya’da 40 bin dolar.. Türkiye’de 10 bin dolar.. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra harabe hâline gelen Almanya, Batı ve Doğu diye 1945 yılında ikiye ayrıldı. 45 yıl sonra 1990’da birleştiler. Bugün 1 trilyon avroluk ihracatıyla Avrupa’nın en büyük ülkesi hâline geldi. Peki bunu nasıl başardı? Eğitim sistemiyle...
Almanya’da çocuklar 5’inci ve 6’ncı sınıflarda yönlendiriliyor. Yani anne babalarıyla ve öğretmenleriyle birlikte başarı durumlarına göre okul modeli seçiyor.. Esas okul (Hauptschule). Bu okulda 9 ve 10’uncu sınıfı bitirenler meslek öğrenimine başlar. 18 yaşına kadar meslek öğrenirler. Ortaokul (Realschule) 10’uncu sınıfa kadar 6 yıl sürer. Bu okulu bitirenler meslek okuluna ya da meslek lisesine girer. Lise (Gymnasium) Almanya’nın üst düzey ortaöğretim kurumu. 13’üncü sınıfa kadar devam eder. Bitirenler yüksekokula geçme şansını elde eder. Liseyi bitiren öğrenciler için, üniversite kapıları açılmıştır. Realschule'yi bitirenler, uzmanlık kazanacakları, meslek liselerine ve yüksekokullara gidebilirler. Hauptschule’yi bitirenler, önceden belirtilen iş yerlerinde çıraklık kurslarına katılarak, pratik yaparlar, uzmanlaşırlar. 
Görüyorsunuz daha ilkokul sıralarında çocuklar meslek sahibi mi olacak yoksa üniversiteye mi gidecek ayrılıyor. Ama anne babalarının rızaları alınarak. Sonuçta üniversiteye çok az bir öğrenci devam ediyor. Gerisi meslek sahibi oluyor. Ekonomik hayata kazandığı sertifikalarla katılıyor. Mesleğini kulaktan dolma değil, tamamen bilimsel bilgilerle yürütüyor.. İşin sırrı burada.. Alman ekonomisi bu yüzden hızla büyüyor. Hem ülke kazanıyor, hem vatandaşlar. Bakın pazar günü 2 milyon öğrenci birinci üniversite sınavına girdi. Bunun açık öğretimle birlikte 800 bini üniversiteye devam edecek, 1 milyon 200 bini açık. Bunlar her yıl katlanarak büyüyor. Zavallı çocuklar yıllarca emek verip yüzlerce imtihana girdiklerine mi yansınlar, yoksa hayatlarının en kıymetli çağında işsiz kalarak ana babalarına muhtaç olduklarına mı?.. Bunlar bizim evlatlarımız.. Bu eğitim sistemini FETÖ yıllarca dejenere edip kendi çıkarlarına yönelik hâle getirmedi mi? Evet! Peki öyleyse niye hâlâ ısrar ediyoruz.  Dışarıdan sermaye gelsin, yatırım yapsın, büyüyelim diyoruz. Oysa sermayenin babası kendi içimizde.. Onları kullanamadığımız için bugün hiç hak etmediğimiz bir yerdeyiz.. İş dünyası kalifiye eleman arıyor bulamıyor. Meslek Yüksekokullarının sayısını arttıralım. Çocuklarımızı küçük yaştan itibaren üniversiteye değil, altın bilezik olan meslek sahibi olmaya teşvik edelim. Eloğlu aramış formülü bulmuş. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Biz de aynı yolu izleyelim, olsun bitsin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.