Ne duruyorsunuz?

A -
A +
Merkez Bankası algı operasyonuna aldanmadı, doğru bildiğini yaptı, piyasalar ters köşeye yattı. Nakit ihtiyacı olan bankaların mesai günlerinde Merkez Bankasından saat 16.00-17.00 arasında kullandığı borçlanma faizi beklentinin altında arttırıldı, ortalık karıştı. Aslında en büyük darbeyi JP Morgan yedi. Kritik konularda yaptığı değerlendirmelerle piyasaları yönlendiren ABD’nin en büyük bankası bu defa istediğini yapamadı. 100 baz puanlık artışa gidilecek demişti. Yarısı gerçekleşti.. Faiz lobisinin hevesi kursağında kaldı. Daha büyük pay bekliyorlardı, 0.50’lik artışa razı olmak zorunda kaldılar. Ama kurları yukarıda tutarak savaşa devam ediyorlar. Merkez Bankasının karar sonrası yaptığı açıklamada, “…enflasyonu etkileyen unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması hâlinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” denilmesini dikkate alarak 18 Ocak’taki Para Politikası Kurulu toplantısında bankayı yeni bir artırıma zorlamak istiyorlar. Perşembe günü saat 13.30’da 3.81 TL’de seyreden dolar 14.00’te 3.87’ye çıktı. Dün 3.90 TL’yi gördü. Doları burada tutarak önce 3.95’e ardından 4 TL’ye çıkarmak niyetindeler. Asıl niyetleri kuru yukarıda tutarak enflasyonun düşmesini engellemek... Peki Merkez Bankası neden faiz artışını sınırlı tuttu. Aralık ayında baz etkisi sebebiyle enflasyondaki düşüşü dikkate aldı, bu yüzden küçük adım attı. Döviz sepetinin 423 TL’ye tırmanması fon girişinin durduğunu gösteriyor. Kısa vadede bu rakam 4.30’u aşarsa kurlar tavan yapacak. Yükselen dövizi kimse satmaz, Türk lirasındaki kayıplar artar. Maliyetler tavana çıkar, yüksek kurla yatırımlar azalır, ekonomi kilitlenir. Planları bu.. Tutarsa.. Merkez Bankası oyuna gelmedi. Yıl sonunda hesap kapatmalar başlar. Uluslararası borsalarda dolar güç kaybeder. Aralık ve ocakta enflasyon düşer sular durulur, hiç merak etmeyin. Bir de şu yerli yatırımcının döviz aşkı olmasa.. Kurların tepede kalmasında bunların önemli payı var. Kurumları anladık. Borçlarına karşılık döviz alıyorlar. Ya yerli yatırımcıya ne demeli. 98 milyar dolarlık bir serveti bankada bağlamışlar üzerinde oturuyorlar. Oysa bu dev paranın yarısı ekonominin çarkları arasına sokulsa Türkiye’nin cari açık problemi kalmaz. Neden korkuyorlar? Neyin peşindeler? Kimin etkisi altındalar anlamak mümkün değil. Hükûmet bu kesimi hedef almalı, onları ikna etmeli. Dövize endeksli sertifika çıkararak atıl duran bu paraya hareket kazandırmalı. Yurt dışından kredi dilenerek eloğluna muhtaç olacağımıza kendi vatandaşımıza borçlanırız. İkinci yol, vatandaşı tasarrufa yöneltmek. Çok para harcıyoruz çok. Gereksiz tüketiyoruz. Sofralarda yok yok. Sonra obezite oluyor, yağları yakmak için ekstra para harcıyoruz. Tasarruf oranı artarsa yatırımlar borçsuz gerçekleşir. Görüyorsunuz elimizin altında müthiş bir servet var, kullanmıyoruz. Hadi ne duruyorsunuz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.