Tarihî buluşma!

A -
A +
20 milyon insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı’nı bitiren “Ateşkes Günü”nün üzerinden tam 100 yıl geçti. Avrupa ülkeleri savaşta hayatını kaybeden vatandaşları için çeşitli anma etkinlikleri düzenliyor. Ana tören 11 Kasım Pazar günü (yarın) Fransa’da. Cumhurbaşkanı Macron’ın ev sahipliği yapacağı Paris’teki etkinliklere ABD Başkanı Trump, Rusya Devlet Başkanı Putin, Almanya Başbakanı Merkel, İngiltere Başbakanı May ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 80’den fazla dünya lideri katılacak. Papaz Brunson'ın serbest bırakılmasıyla başlayan ABD-Türkiye arasındaki sıcak döneme damgasını vuracak en önemli gelişme Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu toplantıdaki yüz yüze görüşmeleri olacak. Gündemde Halkbank'a ceza ve Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın Türkiye'ye gönderilmesi, ABD’nin Türkiye’den ithal ettiği çeliğe %25 ek vergiden vazgeçmesi ve FETÖ’nün iadesi var. Ama ana konu Fırat’ın doğusundaki tablo..
ABD bölgede iki yıldan beri planlı bir şekilde düzenli ordu kurdu. 70 bin kişilik YPG ya da PYD'li teröristlerden, vatansızlardan oluşan bir grup oluşturdu, bunları eğitti, binlerce tır dolusu silah verdi. Üzerlerinde üniforma olan bu adamlar insani duygulardan tamamen arınmış, acımasız, hayvan gibi sadece yiyip içen, emri yerine getiren silahlı ölüm robotları. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, yeni sistemi açıkladı. Türkiye’nin güvenlik endişelerini anlıyoruz, dedi PKK’yı terör örgütü olarak ilan ederek 3 liderinin başına 12 milyon dolar ödül koyduğunu açıkladı. Bunu yaparak YPG’yi PKK’dan ayırmış oldukları izlenimini verdi. Adına Sınır Güvenlik Gücü diyorlar ve DEAŞ’a karşı kurulduğunu söylüyorlar ama asıl amaç, İran’a karşı İsrail’i korumak. Türkiye bu oluşuma şiddetle karşı çıkıyor. Peki ne yapılacak? Görünen o ki, ABD bu düzenden vazgeçmeyecek.. ABD ile savaş mı başlatılacak? Yoksa sınırda 35 kilometrelik güvenlik duvarı mı oluşturulacak. ABD, bu teröristlerin Türkiye’ye karşı tehdit oluşturmasını nasıl önleyecek? Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump yapacakları görüşmede bu konuda net kırmızı çizgi çizecekler. Piyasalar bu gelişmeyi dört gözle bekliyor...   
           ***
ENFLASYON ekonominin bir numaralı problemi hâline geldi. Fiyat artışları bir türlü önlenemiyor. Neden? Çünkü herkeste yükseliş beklentisi oluştu.. Vatandaş pazara markete giderken alacağı ürünlere karşı yüksek bedel ödeyeceğini biliyor. Kızıyor, bağırıyor, ama sonunda az ya da çok alıyor. Tüketici fiyatları dikkate alınıyor, oysa üretici fiyatları çok daha önemli.
Üretim demek maliyet demektir. Ham madde ve malzeme giderleri, işçi maaşları, vergiler, finansman giderleri, tedarik giderleri, pazarlama giderleri, lojistik giderler, yönetim giderleri.. Bu kalemlerdeki bozulma fiyatları atağa kaldırır. Bunlar arasında ham madde ve tedarik giderleri değişkenlik gösterir, diğerleri genelde sabittir. Kullanılan ham madde ithal ise kurlardaki artış bahane edilerek sürekli zam görür. Türk lirası istediği kadar değer kazansın, yapılan zam asla bir daha geri alınmaz. Niye? Çünkü harcamalar bu gelire göre yükselmiştir. Siz yerli üretim kullanacaksınız diye zorlarsanız, üretim azalır, fiyat daha da yükselir. Üretici fiyatları enflasyon ekimde %45, tüketici %25.. Arada 20 puanlık fark var, ki bu kademeli olarak yansıyacaktır.
Fiyatlarla uğraşılacağına ana konu üzerinde yoğunlaşılsa çok daha kısa sürede sonuç alınacak. Bugün 700 milyar dolarlık millî gelirin %7.2'sini oluşturan 51 milyar dolar cari açığımız var. Bu açık çok yüksek. Bu yüzden iki yakamız bir araya gelmiyor. Ne zaman ki bu cari açık %3-4’ler seviyesine iner, o zaman faiz de düşer enflasyon da. Cari açığı düşürmek için Türkiye’nin uluslararası alanda rekabetçi ürün ve şirketler meydana getirmesi gerekiyor.. Güney Kore’ye bakın. Samsung, Hyundai ve KIA ile 85 milyar dolar cari fazla veriyor.
Enflasyon %1.5, faiz %2.5.. Biz neden bir Güney Kore gibi olmayalım?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.