Büyük adım

A -
A +

Merkez Bankası 2025 yılının ilk iki toplantısında 250’şer baz puan indirim yaparak politika faizini %42,50 seviyesine indirdi ancak 19 Mart İBB Başkanının tutuklanmasının ardından yaşanan gerilimi önlemek amacıyla, 17 Nisan’da 350 baz puan arttırarak %46 seviyene çıkardı. 19 Haziran’da değişime gitmedi... 24 Temmuz tarihli toplantıda ise politika faizinde 300 baz puan indirime giderek %43 seviyesine çekti.

 

Siyasetin ekonomi üzerindeki etkisi kalıcı olmadı. Zira CHP belediyelerinin içine düştüğü, asrın en büyük yolsuzluk ağını artık görmeyen kalmadı. Mahkeme kararını tanımadığını söyleyerek halkı sokağa davet eden CHP Genel Başkanının çağrısı karşılık bulmadı. Merkez Bankası Başkanı Karahan ve ekibi 11 Eylül Perşembe günü Türk ekonomisinin önündeki kilidi ya açacak ya kapalı tutacak. Bu kadar iddialı konuşuyorum, zira faiz sürecine yönelik çok önemli bir yön belirlenecek. 

 

Bakın dünya ülkeleri yüksek faiz girdabından kurtulmak için çırpınıyor. Avrupa’da enflasyon yıllık yüzde 2,1, faiz 2,5’e çekilerek eşitlendi. ABD’de yıllık TÜFE 2,7, faiz 4,25-4,50 düzeyinde olduğu için 17 Eylül FED toplantısında 50 baz puanlık indirime gidilecek. Yıl sonuna kadar faiz 3,50-3,75 düzeyine çekilecek. Türkiye’de yıllık enflasyon 32,95, faiz %43... Aradaki 10 puanlık fark dolayısıyla bugün ticari kredi faizleri 53,85 ile çok yüksek seviyede. Şirketler bu faizle aldıkları kredilerle üretim yaptığı için fiyatlardaki gerileme hedeflerin altında kalıyor. İlk yapılacak iş, politika faizinin 500 puanlık indirimle yüzde 38’e düşürülmesidir. Böyle bir karar sonrası önce tüketici, ticari, kredi kartı, taşıt, konut ve ihtiyaç kredi faizleri geriler, iç talepte büyük canlanma yaşanır. Özellikle KOBİ’ler için bu hayati önem taşımaktadır. Şirketlerin kazançlarındaki artış sonunda devletin vergi gelirleri katlanır. Vatandaş daha büyük hizmetlere kavuşur. Bankaların kredi hacmi yükselir, kârları zirveye çıkar. 

 

BİST’teki bankacılık sektörü özellikle yabancı alımlarıyla uçuşa geçer. Fon girişindeki büyük artış, Türk lirasını güçlendirir, kurlarda artış yerine düşüş yaşanır. Finansman maliyetlerindeki azalma, yatırım kararlarını hızlandırır. Özellikle enerji ve ham madde bağımlılığı yüksek olan firmalar, kurların sabit kalmasından büyük yarar sağlar... Hizmet sektörü ve tüke­tim harcamaları: Turizm, pera­kende ve ulaştırma sektörle­rinde talep artışı yaşanır. Sonuçta Türk ekonomisi hızla büyür. Büyüyen ekonomiye yurt dışından yatırım yağar. Halkın refah payı artar...

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla faizin düşmesini istiyor. Bu düşüncesini Başkan Trump, ABD Merkez Bankası Başkanına yönelik galiz hakaretlerle ifade etmiyor, serinkanlılıkla gelişmeleri izliyor. Ama sabrın da bir sınırı vardır. Yılın en kritik kararını alacak olan Karahan ve ekibine son sözüm:

 

Korkmayın, cesur olun, siyasete asla takılmayın, ülkeyi faiz belasından kurtaran büyük adımı atın. Herkes sizi alkışlasın, tarihe altın harflerle geçin.

 

 

 

Necmettin Batırel'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.