Prangalar çözülüyor

A -
A +
Yurt içi ve yurt dışı piyasaları bu hafta temelinden sarsacak iki büyük gelişme yaşanacak. Yarın Amerika’da temmuz TÜFE belli olacak, 12 Ağustos’ta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz kararını açıklayacak. ABD’de mayıs ayında yıllık bazda %5.0, haziranda %5.4 ile 13 yılın zirvesine çıkan TÜFE’nin temmuzda %5.3 artacağı tahmin ediliyor. Böylece son 3 ayda tahminlerin çok üzerinde gelen enflasyonun kalıcı olduğu anlaşılacak. Israrla fiyat artışlarını geçici olarak gören FED Başkanı Powell geri adım atmak zorunda kalacak. Nitekim kongrede yaptığı sunumda, enflasyonun beklentilerine kıyasla daha yüksek seviyede seyrettiğini kabul etmiş, kontrolden çıkması durumunda para politikasında bir "düzenleme" yapmaktan çekinmeyeceklerini söylemişti...
ABD para politikası iki ayaktan oluşuyor. Birincisi tahvil alımı, ikincisi  0.00-0.25 aralığında tutulan faiz oranı. Öncelikle tahvil alımı azaltımına (buna tapering deniyor) gidilerek ilk adım atılacak. ABD’de temmuz ayı tarım dışı istihdamın 870 binlik beklentiyi aşarak 943 bine yükselmesi ve işsizlik oranının %5.4’e gerilemesi, moralleri yükseltti. Ama hâlâ 10 milyon işsiz var. İstihdamdaki artışla yüksek enflasyon üzerine FED’in ayda 80 milyar dolarlık banka ile 40 milyar dolarlık mortgage tahvili alarak piyasaya 120 milyar dolar akıtmasına gerek kalmadı beklentisi güçlendi. Küresel borsalarda dolar değer kazandı.
Sonuç: Amerika’da 2023 başına kadar devam edeceği planlanan para politikası kasım ayında tahvil alımının azaltılmasıyla değişime uğrayacak mı? Güçlü dolar döneminde ABD’de enflasyon nasıl yüksek kalacak? Bunlar ayrı soru işareti...  
Şimdi gelelim bizim Merkez Bankasının tarihi kararına... Temmuz ayında TÜFE yıllık 18,95’e çıkarak %19’luk politika faizi ile eşitlendi. Beklenti ağustosta bu rakamın %20’yi aşacağı yönünde. Ancak Cumhurbaşkanı “Ağustosta enflasyon ciddi oranda düşecek, daha yukarı çıkması mümkün değil, faiz de düşecek. Bu sinyalimi belli yerlere vermiş oluyorum” dedi. Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu mesajı almışsa TÜFE’deki 4 puanlık düşüşe karşı önden indirimli olarak faizi en az 100 en fazla 200 baz puan aşağı çeker. Yeni SWAP anlaşması yapılan ülkeleri açıklar, tansiyonu düşürür... Nitekim bunun işaretini 29 Temmuz’daki enflasyon raporunun sunumunda vermişti.
Merkez Bankasının bu aşamada faizi sabit tutması mümkün değil. Piyasa bu karara ilk anda olumsuz tepki verir. Uluslararası borsalarda güçlenen dolar 9,00 TL’yi aşabilir. Ama yükseliş kalıcı olmaz. Zira merkez bankasının rezervleri 115 milyar dolara koşuyor... Kamu bankaları piyasaya müdahale eder. Ayrıca TL’deki kayıplar yabancı yatırımcıların ülkeye girişini arttırır... Nitekim geçen hafta bu gelişmeyi görerek, BİST’te banka hisseleriyle tahvil alımlarına başladılar bile...
Tarihinin en hızlı büyüme trendine giren Türkiye’de döviz kurlarının yukarıda tutunması mümkün değil, hele dolardaki kazanım karşısında petrol ve emtia fiyatlarında büyük düşüş yaşanırken. Yüksek enflasyon yüksek faiz sarmalının sonu geliyor. Prangalar çözülüyor...
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.