Atmasyon yarışı başladı!..

Oyun "gene" başladı; at atabildiğin kadar, "tutmazsa" da, ne olur; hiç!.. Fenerbahçe; "Onu alıyor", Galatasaray; "Bunu bitiriyor", Trabzonspor; "Bitirdi" bile, Beşiktaş; "O da tamam"; her gün spor sayfalarımızda, spor gazetelerimizde 4 büyük takımımızla ilgili "en az 10 tane Avrupa'dan bomba transfer haberi" var; vay ki, ne vay!.. Ertuğrul Özkök'ün, hem de Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü iken ve de üstelik "Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin Eğitim Semineri'nde spor yazarlarına verdiği mesaj" her yıl hızını arttıra arttıra yerine getiriliyor; özetle "Ben bile yalan olduğunu bildiğim hâlde heyecanla ve keyif alarak okuyorum, tuttuğum takımın transfer haberlerini; okuyucu hoşlanıyor hayal satmamızdan; devam" demişti ya; helâl olsun!.. Öyle isimler dökülüyor ki, sayfalara, bonservis bedelleri "15 milyon" eurolar, "25 milyon" eurolar; kim verecek bu paraları, nasıl verecek diye düşünen, soran bile yok!.. Üstelik, daha "şike konusunda" UEFA'nın "ne diyeceği, nasıl bir karar alacağı" belli değil; ya Türk takımlarına "yasak" koyarsa; "Anneannemizin Ligi için mi gelecek bu oyuncular?.." Hele hele bir de "hayali transfer haberinde büyük kulüpleri kapıştırmaları" yok mu, işte en çok onlara bayılıyorum; kim bilir o kulüplerin "taraftarı olan" okuyucular, ne kadar heyecanla ve merakla okuyorlardır, bu haberleri!.. Kahkahalarla güldüğüm bir başka husus var; "25 milyon euroluk oyuncu alacağı söylenen, yazılan" kulüple ilgili olarak hemen yandaki sütunda "bir-iki milyonluk oyuncu için nasıl pazarlık yapıldığına dair" haber de yer alıyor; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?.. Bitmedi, aynı sayfada, aynı gazetede "kulübün ne kadar borçlu olduğuna, buna çare bulmak için neler yapılacağına, hisse senetlerinin ne kadarının satışa çıkarılacağına, UEFA kriterlerine uygun bir mâlî düzenin içine girilmesi için hangi tasarruf tedbirlerinin alınmaya başlandığına" dair haberlerin yer alması da cabası!.. Doğrusu ya, vaktim olsa "kim daha fazla atmış" diye çetele tutar, sonunda "gazetelerin atmasyon istatistiklerini" isim isim okuyucularıma verirdim, hatta imza imza; ne yazık ki, bunu yapamıyorum; sadece kendi kendimi eğlendiriyorum; bu gidişle gün gelecek Messi'yi , Ronaldo'yu bile transfer (!) edeceğiz, galiba!.. Ne var ki, "gerçek" bambaşka: Çok açıktır ki, UEFA'nın "ne diyeceği" belli olmadan hiçbir kulübümüz "bomba" diye vasıflandırılacak "bir transfer yapamaz!.." Çok açıktır ki, "yazılan-çizilen" futbolcuların "yüzde 10'u bile Türkiye'ye gelmeyecektir!.." Çok açıktır ki, "yazılıp çizilen bu yalan haberleri yapanların da, sayfalara koyanların da yaptıkları yanlarına kâr kalacak" ama "mesleğimizin inanılırlığı, güvenilirliği açısından" gene büyük bir zarar yazacaktır!.. Kimin umurunda?.. "Doğru haber" değil "atmasyon haber" yarışında şimdilik spor basınımız açık ara birinci; acaba "hangi" gazete bu yarışta birinci olacak; işte onu ortaya çıkarmak da "medyayı izleyen" kuruluşlara kalıyor; görev başına!..