Okuyucularımdan ve meslektaşlarımdan özür dilerim. Zira, “yazmaktan bıktığım bir konu” olacak, bugünkü yazımda…
“Anlamı büyük” bir atasözümüz vardır; “Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur.”
Bu söz, “mesleğimizle, yani gazetecilikle, spor yazmak ve yorumlamakla ilgilendirilirse” önemi çok daha artar.
Zira hedefte ve TV ekranlarının spor sayfalarının milyonlarca okuyucusu, izleyicisi vardır.
Sözü uzatmadan, anlatmak istediğimi yazayım; Spor sadece futbol mudur, birazcık da basketbol mudur; evet, spor sayfalarımıza ve TV’lerin spor ekranlarına bakarsak, spor, “yüzde 85’i de geçen” bir ölçüde futboldur!..
Dahası "futbol" deyince de "aslolan ve yer bulan" 4 büyüklerdir; Galatasaray'dır, Fenerbahçe'dir, Beşiktaş'tır, Trabzonspor'dur!..
Ve bizler de bu tablonun “izleyen, okuyan, yazan, yorumlayanlar” olarak “asli” sahipleriyiz.
Aslında "bizi haklı kılan" bir gerçek de vardır; zira "futbolumuzu spor sayfalarında okuyan ve TV ekranlarında seyreden" milyonlarca ve milyonlarca insanımız vardır. "Reyting ve tiraj" ölçüleri ortadadır.
Bu yüzden, dünyada milyonlarca, hatta yüz milyonlarca” sporseverin izlediği spor faaliyetleri, mesela teniste Wimbledon turnuvaları, bisiklette İtalya, Fransa turları, dünya ve Avrupa rekorlarının kırıldığı, en ünlü atletlerin yarıştığı atletizm müsabakaları bile, spor sayfalarımızda, spor ekranlarımızda çok zaman “es” geçilir.
Zira, biz “futbol okur”, döner döner gene okuruz!...
Bir türlü ve hâlâ kabul edemiyoruz ki, Türkün de, spor seven ve izleyen yüz binlerce, belki de milyonlarca “Spor sadece futbol değildir” diyeni ve düşüneni vardır.
"Kabul eden ve uygulamaya geçen sayfalar ve ekranlar, "biraz sebat ederlerse" görülecektir ki, tiraj ve reyting bakımından da "öne" geçeceklerdir.
Öcal Uluç'un önceki yazıları...