60 puan fakirleri…

Pandemili sezon, öyle görünüyor ki, ‘Üç Büyüklerin’ bir daha kırılması zor ‘kötü’ ve ‘ortak’ rekoru” ile sona erecek!..
“34 maçlık ve 3 puanlı” bir ligde Üç Büyükler, “beraberce 60 puanın altında kalacaklar”; üçü birden!..
Bu ne demektir; “34 x 3 x 3 eşittir; 306 puan, bunun ‘beraberce’ 180’nini bile alamamış olmak” demektir; yani, “toplam 102 maçta, maç başına ortalama ancak 1,76’dan daha az bir puan alabilmişlerdir!..”
Şimdi, Üç Büyüklerin “Üç Başkanı” aynaya bakarak kendi kendilerine sormalıdırlar; “Bu nasıl bir tablodur, sebepleri nelerdir, sorumluları kimlerdir ve yarınlar ne olacaktır?”
Tablo açıkça gösteriyor ki; “sportif hezimetle sonuçlanan” bir idari zafiyet söz konusudur!..
Elbette, Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın “kendilerine özgü problemleri vardır” ama “ortak sebep” kuşku yoktur ki, yönetim zafiyetidir!..
Beşiktaş yönetimi, Fikret Orman yönetiminden devraldığı kötü mirasın altından “henüz” kalkamamış, kulüp “ağlama duvarına” dönmüştür!..
Galatasaray yönetimi, “Başkan’ının hastalık ve ameliyatlar sürecinde, üstelik uzun bir zamana yayılmamasına rağmen neredeyse darmadağın olacak kadar” boşlukta kalmış, hatalar zinciri ile kendini  de kulübü de bağlamıştır!..
Fenerbahçe yönetimi ise “büyük iddialarla gelen ama ‘çok eleştirilmeye başlamış’ eski Başkan’ı bile aratan” bir Başkan’ın idaresinde “Çabalama kaptan ben gidemem” senaryosuna mahkûm olmuştur!..
“Büyük borçlar… Gelir gider farkı… Futbolun artık “Pamuk eller cebe” gayretiyle yönetilmez hâle gelmesi… Ve de kulüplerin hâlâ “akıl ve mantık üzerine kurulu” bir transfer politikasına kavuşturulmaması… Ülkenin ve dünyanın dört bir yanında on binlerce futbolcu varken “birbirlerinin talip oldukları oyuncuları ayartmayı” marifet sayan bir transfer politikasını sürdürmeye ve bunu da “marifetmiş gibi” taraftarına sunma gayreti içinde olunması… Gelecek için de “güzel şeyler düşünülmesini” engellemektedir!..
Dahası, “probleme çare / çözüm” aranacağına… Üç Büyüklerdeki bu zafiyet, camianın ve taraftarın ortak aklında “kökleşecek ve çözüm aranacak bir sorun olarak yerleşmesin” diye, “Hakemler / Adalet / Kumpas feryatları” ile dolu bir “sahibinin sesi” senaryosu, “kulüpçü yazarçizerlerin, konuşmacıların büyük desteği ile beraber” sahneye konularak hedef saptırması ile günler, haftalar, aylar geçiştirilmek istenmektedir.
Başakşehir’in ya da Trabzonspor’un “hak ettikleri şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi’ne katılma başarısını” karartacak “bu senaryo” insafa da, izana da, vicdana da sığmaz, sığdırılamaz!..
Sözü daha fazla uzatmayayım; “60 puan fakirleri”, sorunu da çareyi de “kendilerinde aramalı” ve bulmalıdır!..
Ne kadar “erken davranırlarsa”, çare ve çözüm yolunda o kadar zaman kazanacaklardır. Zira “Üç Büyükler tablosu” öyle “rötuşlarla düzelecek” gibi görünmüyor. Tablonun “sil baştan” yapılması gerekiyor; akıllar başa alınmalı ve “yapılacaklar” camiaya, taraftara açık açık anlatılmalıdır!..