Ramazan ayının gölgesi başımızın üzerine geldi

A -
A +

Bilindiği gibi, insanlar; âlemlerin ve bütün mahlûkâtın yaratıcısı olan ve bilumûm ni'metleri, iyilikleri gönderen Allahü teâlâ tarafından, kendisine ibâdet etmeye, boyun bükmeye, duâ etmeye, sığınmaya ve yine kendisinden yardım istemeye çağırılmışlardır. Aslında insanların, en son ve en büyük Peygamber olan Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm) tarafından teblîğ edilmiş olan îmân, ibâdet ve ahlâk esasları ile üstünlük ve şeref sâhibi olmaları, mânen ve maddeten yükselmeleri, dünyâ ve âhiret saâdetlerine kavuşmaları istenmiştir. Haddizâtında yaşamaktan maksat da iyi işler yapmaktır. Bütün insanların yaratılmalarındaki maksad, Allahü teâlâya ibâdet etmeleridir. Nitekim Cenâb-ı Hak, mukaddes kitâbı Kur'ân-ı kerîmde meâlen: "Hanginizin daha güzel amelde bulunacağını imtihân edip ortaya çıkarmak için ölümü de, hayâtı da yaratan O'dur..." (Mülk, 2) ve "Cinnîleri ve insanları, ancak (beni bilmeleri, tanımaları) bana ibâdet etmeleri için yarattım" (Zâriyât, 56) buyurmuştur. İBÂDETLER ÜÇ KISIMDIR İbâdet, Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmaktır. Allahü teâlânın rızâsı da, yapılmasını kesin olarak emrettiği farzları yerine getirmekte ve yasak ettiği harâmlardan kaçınmaktadır. Bilindiği üzere ibâdetler üç kısımdır: 1- Beden ile yapılanlar (Namaz ve Oruç gibi), 2- Mal ile yapılanlar (Zekât, Sadaka-i Fıtır ve Kurbân gibi), 3- Hem beden, hem de mal ile yapılanlar (Hac ve Umre gibi). İslâmın beş şartından birincisi "Kelime-i Şehâdet", ikinci ve üçüncüleri "Namaz" ve "Zekât", dördüncü ve beşincileri ise "Oruç"la "Hac"tır. Demek ki İslâmın beş şartından dördüncüsü, mübârek ramazân ayında, her gün oruç tutmaktır. Bildiğimiz gibi, "Üç Aylar"dan birincisi olan recep ayı, 3 Haziran Cuma günü; şa'bân ayı ise, 2 Temmuz Cumartesi günü başlamıştı. 2 gün sonra, ya'nî 1 Ağustos Pazartesi günü de ramazân-ı şerîf ayını idrâkle şerefleneceğiz inşâallah. Nasip olursa, Pazar günü ilk terâvîh namazını kılacağız, ilk sahûra kalkacağız, Pazartesi günü de ilk orucumuzu tutacağız. Mübârek receb ve şa'bân ayları ile içerisindeki mübârek kandiller [Regâib (2 Haziran), Mi'râc (28 Haziran) ve Berât (15 Temmuz) geceleri], âdetâ göz açıp kapayıncaya kadar, çabucak gelip geçiverdi. Bu vesîleyle, lüzûmuna binâen belirtelim ki, semâda ramazân-ı şerîf hilâlini aramak bir ibâdettir. Bu senenin ramazân ayının "İctimâ Vakti", 30 Temmuz Cumartesi günü, Türkiye sâatine göre 21.40'tır. ["İctimâ Vakti" ne demektir? Ay, yer küresi etrâfında, doğuya doğru hareket ederken, Dünyâ ile Güneş arasına girip, üçü de aynı hizâya gelirler. Bu hâle, "İctimâ (Conjunction=Kavuşma) Vakti" denir. Ay'ın, Dünyâ'ya bakan yüzü, Güneş'ten ışık alamayınca, karanlık olur ve görülmez. Ay, hareketine devâm ederken, ictimâ hâlinden 8 derece ayrılınca (takriben 14 sâat geçince), Güneş'in batışından sonra, ufuktan 5 derece yüksekte iken, Ay'ın 57 dakika ihtilâf-ı manzarından dolayı yeni ayın hilâli görülemez. İctimâdan kurtulduğu vakit, Güneş hangi memlekette batmakta ise, yalnız o boylam derecesindeki memleketlerde görülebilir. Sonraki sâatlerde veya gecede ise bunların batısındaki memleketlerde de, Güneş battıktan sonra, 45 dakika içerisinde batı ufuk hattı üzerinde yeni ayın hilâli görülebilir.] DAHA ÖNCE GÖRÜLEMEZ! Bu münâsebetle ifâde edelim ki, bu sene ramazân ayının hilâli, 31 Temmuz 2011 (30 Şaban 1432) Pazar günü, Türkiye sâati ile 10.10'da ilk defa, Avustralya'nın doğusundan i'tibâren görülmeye başlayacaktır. [Astronomi ilmine göre, daha önceki günlerde görülmesine imkân yoktur. Dolayısıyla ramazânın birinci (ilk) günü, takvîmlere göre 1 Ağustos Pazartesi günüdür.] [Şimdiden mübârek ayınızı cândan tebrîk ediyor, sıhhat ve âfiyet içerisinde ve sevdiklerinizle birlikte daha nicelerine kavuşmanızı Cenâb-ı Hak'tan hâlisâne temennî ediyoruz.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.