Doğru kitapları okumanın önemi

A -
A +
Faydasız kitap, [roman, gazete, mecmua, hikâyeler] okumak, lüzûmsuz şeyler konuşmak, dünyâ sevgisini arttırır.
 
Meşhûr âlim Hüseyin Vâız-ı Kâşifî'nin oğlu olan Alî Bin Hüseyin'in (rahmetullahi teâlâ aleyhimâ) [867-939 (m. 1462-1533)] Fârisî "Reşehât" kitâbı çok kıymetlidir. Şeyh Ahmed bin Allân-ı Mekkî ve sonra Muhammed Murâd-ı Kazânî tarafından Arabîye tercüme edilmiştir. Üçüncü Murâd Hân zamânında, 993 [m. 1584] senesinde de, Muhammed Şerîf-i Abbâsî tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Türkçesi çeşitli târîhlerde basılmıştır. Seyyid Abdülhakîm Efendi "Bu kitap, eline geçip okuyan, dünyânın en tâlihli insanıdır. Reşehât okumak, insanın ihlâsını arttırır" buyurmuştur.
Bu "Reşehât"ta, Sa’düddîn-i Kâşgarî, Hâce Muhammed Pârisâ'dan naklen buyuruyor ki:
"İnsanı, Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, kalbin kararması, hasta olması, yani dünyâ sevgisinin kalbe yerleşmesidir. Bu sevgi, kötü arkadaşlardan ve lüzûmsuz şeyler seyretmekten hâsıl olur. Faydasız kitap, [roman, gazete, mecmua, hikâyeler] okumak, lüzûmsuz şeyler konuşmak, bu sevgiyi arttırır. Kadın ve kadın resimleri, [resimli mecmua, filmler, televizyon] seyretmek, şarkı, çalgı, [kadın sesleri] dinlemek, bu sevgiyi kalpte yerleştirir. Bunların hepsi, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Kalbin hasta olması, Allahü teâlâyı unutmasıdır. Allahü teâlâya kavuşmak isteyenlerin, bunlardan sakınmaları, nefsi kuvvetlendiren, azdıran her şeyden ictinâb etmeleri lâzımdır. Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, kalbi temizlemeye ve nefsi ezmeye çalışmayanlara, zevklerini, şehvetlerini bırakmayanlara bu nimeti ihsân etmez."
İslâm âlimleri buyuruyorlar ki: "Erkek olsun, kadın olsun, her insanın, her sözünde, her işinde, Allahü teâlânın emrlerine, yani farzlara ve yasak etdiklerine [harâmlara] uyması lâzımdır. Bir farzın yapılmasına, bir harâmdan sakınmaya ehemmiyet vermeyenin îmânı gider, kâfir olur. Kâfir olarak ölen kimse, kabirde azap çeker. Âhirette Cehenneme gider; Cehennemde sonsuz yanar. Affedilmesine, Cehennemden çıkmasına imkân ve ihtimâl yokdur. Kâfir olmak çok kolaydır. Her sözde, her işte kâfir olmak ihtimâli çoktur. Küfürden kurtulmak da çok kolaydır. Küfrün sebebi bilinmese dahi, her gün bir kerre (Yâ Rabbî! Bilerek veyâ bilmeyerek küfre sebep olan bir söz söyledim veyâ iş yaptım ise, nâdim oldum, pişmân oldum. Beni affet) diyerek tevbe etse, Allahü teâlâya yalvarsa, muhakkak affolur. Cehenneme gitmekten kurtulur. Cehennemde sonsuz yanmamak için, her gün muhakkak tevbe etmelidir. Bu tevbeden dahâ mühim bir vazîfe yoktur. Kul hakkı bulunan günâhlara tevbe ederken, bu hakları ödemek ve terk edilmiş namâzlara tevbe ederken de, farzları kazâ etmek lâzımdır."
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.