GERi GiDiS

A -
A +

Birer gün arayla Saracoğlu ve Arena'da birer lig maçı oynandı. Birçok benzerlikler vardı: - İki maçta da genç hakemler görev almıştı. - İki maçta da bu genç hakemler, ev sahibi takımlar aleyhine HAKLI penaltılar çaldı. - İki maçta da iki büyük takım, kalabalık ve coşkulu seyircisi önünde uzun süre mağlup oynadı. - İki takım da çarpıcı bir "geri dönüş"e imza atarak, maçlarını kazandı. *** Birlikte maç izlediğimiz şahitlerim var; iki maçın da 89.dakikasına misafir takımlar önde girse, yine kaybedeceklerini biliyordum, söyledim. Çünkü sahadaki "şeyler", bir futbol maçı değil, kurtuluş savaşıydı. Mesela mağlup oynayan Barcelona'nın rakibi "boğan" üstün, baskın, bunaltıcı futbolu değil, daha çok Balkan futbolunda görülen şiddet, nefret, küfür ortamı vardı her iki sahada da... "Vur, kır, parçala; bu maçı kazan!" atmosferinde, arada rakip futbolcu kafasına darbe almış, hakem haklı düdük çalmış, "küçük" takımın hakkı yenmiş vs. bunların önemi yok. "Bu maçı alacağız, başka yolu yok!" Zaten gerçekte maç sahadaki iki takım arasında oynanmıyor; zirvedeki iki takımın değirmen taşı arasında öğütülen tahıllar Kasımpaşa, Ordu, şu bu... HHH Bu yazıdan hoşlanmayacağınızı biliyorum. Bu normal. Çünkü siz "taraf"sınız. Ama şöyle düşünün: FIFA, "Futbolda Centilmenliğin Geliştirilmesi: Önce Fair Play!" diye bir sempozyum düzenlese... Her ülkeden 3 kişi davet etse... Biri federasyon başkanı, biri o ülkenin bir numaralı teknik direktörü, biri de o ülkenin bir numaralı kalecisi... Bizden toplantıya gidecekler şöyle olacak: - Yıldırım Demirören (Beşiktaş'ı borç batağına düşürüp Avrupa'dan tart edilmesine sebep olmuş, başkanlık yaptığı kendi kulübündeki dönemle ilgili ibra tartışması yaşanıyor.) - Fatih Terim (Hakeme hakaret etmekten tribüne gönderiliyor, geçen yıl ertelenen cezasının üstüne ne kadar geleceği tartışılıyor.) - Volkan Demirel (Maç içinde etmediği küfür kalmıyor. Hakemi aşağılıyor. Koridorlarda dövmek için rakip futbolcu kovalıyor.) *** Hayat geçici... Öldüğünüz zaman Özhan Canaydın gibi, Lefter gibi "önce insandı" denmesini istemez misiniz? Kaybetmek onursuzluk değildir. Hele kuralsızca kazanmanın yanında hiç değildir. Genç hakem istiyor muyuz? Hayır! Yeni isimler çıksın, Cüneyt Çakır'ı, Fırat Aydınus'u sollayıp Avrupa arenasında ülkemizi temsil etsin... İstiyor muyuz? Hayır! Biz, bize torpil yapacak, bize haksız penaltı çalacak, bize kart göstermeyecek, bizim aleyhimize hiiiiç düdük çalmayacak hakem istiyoruz. Taraftar olarak senin böyle istemeni bir nebze anlayabilirim. Ama bu ülkenin en önemli futbol insanlarının böyle istemesini, böyle davranmasını anlamak zor... Yarın bunlar emekli olduklarında ekranları parselleyip, "Neden bu ülkede yeni isimler, cesur hakemler çıkmıyor?" diye ahkâm kesecek. Senin yüzünden olabilir mi abiciğim?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.