Büyük maçta küçük futbol
> Sezonun ilk büyük buluşması dişe diş başladı. Kimse kimseye acımıyordu. Doğukan ile Siopis nöbetleşe Mertens’i hırpalıyor, Vitor Hugo ile Bartra, Seferovic’e hareket alanı bırakmıyordu.
> Aynı şekilde Nellson da hemşehrisi ve milli takım arkadaşı Cornelius ile boğuşuyordu. Takımların sınırları zorlayan savunma anlayışı, gol pozisyonlarının beklenenden az kalmasına yol açtı.
> Bir Bardhi şutu, bir de Mertens’in Taha’ya teslim ettiği fırsat var, ilk yarı boyunca…
> Uğurcan, Marek ve Bakasetas demek takımın yarıdan biraz fazlası demek... Ona rağmen sırıtmadı Trabzonspor. Özellikle Djaniny’nin on numaraya soyunması ve Galatasaray ceza sahasına top taşımasına rağmen, ikinci yarıya çıkmaması enteresandı. Orta sahada canını dişine takan Siopis’in soyunma odasında kalması da… Kouassi ve yeni transfer Gbamin sahadaydı.
> Trabzon’un aksine Oliveria ve Mertens ile daha da güçlenen Galatasaray çok da baskı kuramadı rakip sahada... Bitime yirmi beş dakika kala maçın “çağırdığı” Gomis oyuna girerken, Seferovic bir hayal kırıklığı maçını daha kariyerine yazdırıyordu.
> Galatasaray’ın bugüne kadar attığı 2 golün ve 6 puanın sahibi Gomis, bu kez de başarıyordu neredeyse, topa biraz falso verebilse...
> Ama koskoca ikinci yarı Trezeguet’nin şutunu Muslera’nın, Kerem’in vuruşunu da Taha’nın çelmesinden ibaretti. Bol ve ucuz pas hataları dışında...
> Ali Palabıyık kendi kartını inkâr etti. 15. dakikada Enis Bardhi’yi arkadan çeken Yunus Akgün sarı kart gördü. Aynı Yunus, ilk yarının son dakikalarında Eren’i çektiği pozisyonda kart görmedi. İki çekme fiili arasında hiçbir fark yoktu.
MAÇIN ADAMI: Sacha Boey