“Gel sana kuzu keseceğim”

A -
A +
 “1972’de emekli olduktan sonra sık sık Ayvalı’ya geliyor her gelişimde buluşup hasret gideriyorduk...”
 
 
İzmit’te görevli olduğum seneler. Daha evvel bahsettiğim kışlada beraber görevli olduğumuz merasim bölüğü ile görevimiz aynı idi. Gereken zaman ve zeminde merasim görevini yerine getirmek. Yani her bakımdan beraberdik. Astsubay ve subaylar emir-komuta zinciri içinde kardeşliğin en güzel örneğini yaşardık...
Bu arada merasim bölüğüne dört yedek subay atanmıştı. Mehmet Ali Karadeniz -Orman mühendisi Giresun- Görele, Fahrettin -Avukat- Çankırı, Nuri -öğretmen- Kütahya, İbrahim -Muhasip- Doğu Beyazıt, idiler. Çok kısa zamanda birbirimizle kaynaştık... Dördü de aile ve kültür bakımından bulunmaz bir karaktere sahiptiler. Sanki bir askerlik ocağında değil de bir aile ocağında yaşamağa başladık.
Günler bu minval üzere gelip geçerken bu muhterem arkadaşlarımızın da terhislerinin son günleri geldi. Mehmet Ali atama için kura çekmeye gitti. Giderken:
“İnşallah bizim orayı çekersin” dedim.
Birkaç gün sonra kışla dönüşü baktım aşağıdan yukarı geliyor (kışlanın yolu meyilli bir arazide) ellerini, kollarını sallayarak geldi. “Hoş geldin” dedim. “Yahu Hüseyin başçavuşum, sen başka bir dua bilmiyor musun?” dedi. “Hayrola; ne oldu?” dedim. “Çamalan’ı, yani sizin orayı çektim” demesin mi?
Gülüşmeler birbirine karıştı. Zaman geldi onları yolcu ettik. Bir müddet sonra ben de Amasya’ya atandım. Orada görev yaptığım müddetçe haberleşmemiz hiç kesilmedi. Senelik izinlerimde daima baba ocağını ziyaretimde Mehmet Ali Bey'le buluşup hasret gideriyorduk. Cep telefonu olmadığından o yıllarda mektup en iyi haberleşme arıcımız idi. Ayvalı’ya her gelişimde ilk işim onunla görüşmek, hasret gidermekti. Diğerleri ile çok az bir zaman haberleşebildim.
Çok sonraları Çankırı’ya gittiğimde Fahrettin Ok’u aradım. Maalesef genç yaşta siroza yakalanıp vefat etmiş. Allah rahmet eylesin...
1972’de emekli olduktan sonra sık sık Ayvalı’ya geliyor her gelişimde buluşup hasret gideriyorduk. Bir gün Ayvalı’ya geldiğimde Tarsus Karabucak okaliptüs ormanında görevli idi. Geldiğimi öğrenince haber göndererek beni oraya davet etmiş. Şar sinemasının önüne araba göndereceğini söylemiş Çamalan’da görevli şoför İsmet’e. O da bana haber gönderdi. Ertesi gün geldim, şoför İsmet’i gördüm. “Mehmet Ali Bey seni istiyor, kuzu kesecekmiş” dedi. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.