Parayı kim daha çok verirse

A -
A +

“Bağ bahçe işleri ustasıydı ama ütü mütü bilmezdi bir köy kadını olan sevgili anneciğim...”

 

 

 

 

 

Nikâhımızla ilgili yaşadığımız süreci anlatmaya bugün de devam ediyorum...

 

Damatlık diye de bir şey vardır; değil mi ya. Gelin olacak kız böyle düşünür, böyle yapar da eş olarak seçtiği genç akılsız mı?

 

Nedir damatlık denen şey? Bir pantolon, bir ceket… Gömleği, kravatı da olacak elbet; çorabı, ayakkabısı da… İyi de bir öğretmen olarak okula pejmürde mi gidiyordum ben? Boyasız ayakkabı, ütüsüz pantolon, gömleksiz ve kravatsız derse girdiğimi gören mi olmuştu? Bağ bahçe işleri ustasıydı ama ütü mütü bilmezdi bir köy kadını olan annem. O nedenle kendim yapardım; o tür işleri.

 

Bir iki takım elbisem de vardı benim, birkaç gömleğim ve kravatım da… Nikâh memuru ille de yeni olup olmadığını soracak değildi ya elbisemin.

 

“Öğrencilerimin karşısına nasıl çıkıyorsam, nikâh masasına da öyle oturacağım” dedim.

 

Nişanlım gibi bir savurgan olmayan özgüveni yüksek bir hanımefendinin eşi de böyle düşünebilmeli ve böyle olmalıydı bence!

 

Küçükköy’de görevli olduğum Vefa Poyraz Lisesi’ne yakın kiralık bir evde annemle birlikte yaşıyordum. İki odalı küçük bir evdi ama yetiyordu bize. Evlenince değiştirmemiz gerekiyordu ama.

 

Aynı okulda çalıştığım Uşak’ın Karahallı ilçesinden değerli meslektaşım Rıza öğretmene söyledim; kiralık bir daire aradığımı. Evliydi arkadaşım ve onun da okula çok yakın bir apartmandaydı evi.

 

“Bizim dairenin karşısındaki komşu, bu ay sonunda taşınıyormuş. Kimse tutmadıysa sen kirala derim. Temiz ve sorunsuz bir apartmandır. Komşular da çok uyumlu…” dedi.

 

O dönemlerde parayı kim daha çok verirse onun oturmasını değil konuya komşuya uyum sağlayabilecek aile olan kimseler tercih ediliyordu kiracı olarak.

 

“Öyleyse haydi birlikte gidip bakalım” dedim. Gerçekten de o ay sonu taşınıp daireyi boşaltacaklarını söyledi komşuları. Beş katlı bir apartmanın üçüncü katıydı… Üstelik köşe daire… Ev sahibi de aynı apartmandaymış. “Olur, siz kiralayın” dedi.

 

Nişanlımı alıp götürdüm. Çok beğendi. Apartmanı da yerini de daireyi de… Ev sahibine gidip kaporayı verdik hemen. Oh be! Bu işin de böylesine kolay ve güzel hallolmasına sevindim. Bizim okulun Müdür Başyardımcısı İrfan Bey de bu apartmandaymış. Sıra gelmişti nikâh gününü almaya DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.