Hata kimde, kusur kimde?

A -
A +
“Muayene eden hekim, istediği tetkik ve tahliller sonrası beni odasına çağırdı...”
 
Bağırıp çağırıyor susturuyordum hıçkırıklara boğulan eşimi: "Sen ne demek istiyorsun? Benim erkekliğime laf mı ediyorsun?"
Artık buralarda duramazdım… Bu memleket bana zindandı… Ayrılıp gurbete gittim… Ver elini Almanya… Kendimi istek yaptırıp Almanya’ya gittim… Almanya’da kendimi işe verdim… Eh Allah da nasip etti iyi de para kazandım...
Ama benim gözüm, çocuk sahibi olmaktan başka bir şeyi görmüyordu… Sordum soruşturdum, yeniden evlenmeye karar verdim. Benim evleneceğim duyulunca bir haber geldi… Meğer benim ayrıldığım eşim benden sonra kimseyle evlenmemiş… Garibim benim yolumu gözlermiş yine ümit ederek… Belki geri döner, “çocuğumuz olmasa da biz mutlu olalım” diyerek hayatımızı kaldığımız yerden sürdürürüz, diye düşünürmüş…
Bana haber geldiğinde ben nişanı yapmış, nikâh için gün bile almıştım… Benim bu evliliğim üzerine çok üzülen eski eşim de benden ümidi kesince kendisine talip olup da “hayır” dediği kimselerden birisiyle evlenmeyi kabul etmiş…
Ben ikinci düğünümü yine ilk kez evleniyor gibi şatafatlı yaparken o gelinlik bile giymeye ar ederek ikinci evliliğini yapmış…
Allah herkese gönlüne göre versin derler… Ben ikinci evliliğimin birinci yılında yine çocuk bekleyedurayım, duydum ki eski eşimin bir çocuğu olmuş ikinci evliliğinden… İçim cızz etti birden…
Dedim ki kendi kendime: “Erkekliğine laf ettirmezsin öyle mi? Gidip kendine baktırmazsın öyle mi? Al işte gör sonucu… Hata kimde kusur kimdeymiş gör!”
İkinci eşime bir şey diyebilir miydim? Hayır… Bir sene daha beklemeye karar verdim… Ola ki benim de bir çocuğum oluverirdi… Kendime konduramıyordum çünkü… Olamaz diyordum… Ama ben ne kadar desem de her şey o Zülcelal hazretlerinin kudretinde değil miydi?
O günden sonra yüzüm gülmez oldu… Yeni eşimin hiçbir şey umurunda değildi. Benim neden mutsuz olduğumu soruyordu ama sebebinde ısrar etmiyordu…
Kimseye demeden gizlice gittim doktora artık… Anlattım derdimi… Beni muayene eden hekim benden istediği tetkik ve tahliller sonrası çağırdı odasına… Söyleyeceklerini dinlerken hayatımın en zor anlarını yaşadım… Sorun bendeydi ve bu hâlde benim çocuğum olamayacağı gerçeği vardı…
Tedavi olursam belki diye tedaviye de başladım… Ama bir faydası olmadı… Şimdi diyorum ki; “Çocuklara alacağın kuru yemişlerin parasını bugün bu ihtiyar versin haydi” dedi...
      Ahmet İncecik-Adana
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.