Kapıyı kim açacak?

A -
A +
“Merdivenleri ağır ağır çıktı kadın. Nasıl karşılanacağını bilmesine rağmen kapıya doğru yürüdü...”
 
 
Geçen hafta dünya yaşlılık günü kutlandı her ne kadar yaşlıların çoğunun bundan haberi olmasa da…
Ben de gündeme geldiği için siz okuyucularımla bir hikâye paylaşmak istiyorum. Hikâye aslında tam günümüzde yaşadığımız aile yapısını ve evlatların anne babaya ve yaşlılara karşı gösterdiği tahammülsüzlüğün bir örneğini göstermesi bakımından önemli.
Böyle olaylar günümüzde artık daha çok yaşanmaya başlandı...
Dış kapıyı geçip merdivenleri ağır ağır çıktı kadın. Nasıl karşılanacağını ve canının nasıl sıkılacağını bilmesine rağmen kapıya doğru yürüdü. Bir an geri dönmek istedi ama vazgeçti. Çünkü oğlunu görmek zorundaydı.
Zili çaldı epey bekledi. Torununu çok özlemişti. Eğer kapıyı o açarsa kucaklayıp sarılıp onu doya doya öpecekti. İçeriden oğluyla gelinin kapı açma konusundaki tartışmaları duyuluyordu.
“Sen aç!”
“Hayır sen aç!”
Neden sonra onlar değil de torunu açtı kapıyı. Kadın sevindi, ayaklarını çıkarıp tam ona sarılacaktı ki torunu yarım bir ağızla ve asık suratla ‘merhaba’ dedi ve arkasını dönerek gitti TV’nin karşısına başköşeye, ayaklarını boylu boyunca uzatıp oturdu.
Merakla izlediği filmin devamını seyretmeye koyuldu.
Kadın tek başına kalakaldı antrede. Kapıyı kapadı, pardösüsünü, başörtüsünü çıkardı. Nereye koyacağını şaşırdı bir an. Neyse ki gelin hanım teşrif etti, aldı elinden. Salona girince oğlu zoraki bir şekilde lütfedip kalkabildi yerinden. Birden çok tedirgin oldu kadın. Böyle istenmeyen misafir olmaktan nefret ederdi. Bu yüzden oğlunun evi de dâhil hayatta hiç kimseye çat kapı gitmezdi. Muhakkak haber verirdi önceden. Şimdi de telefon etmiş, öyle gelmişti. Biliyorlardı geleceğini.
Salonda kapıya en yakın bir iskemleye emanet gibi ilişti.
-Böyle buyur dedi oğlu soğuk bir hâlde, TV’nin karşısındaki koltuğu gösterip.
-Hayır oğlum gideceğim, fazla oturmayacağım, seyredin siz filminizi.
“Ekşimeyeceğim başınıza merak etmeyin!” diyecekti vazgeçti. Cebinden bir kâğıt çıkardı, uzattı oğluna.
-Bak bir şuna dedi.
Bir mahkeme celbi gelmişti. Onu göstermek için uğramıştı. Oğlu yazıyı okudu. Sonra umursamaz bir tavırla cevap verdi... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.