Çocukluğumuzun kuşluk vakti...

A -
A +
“Kuşluk vakti, çoğu zaman çocuklar için eğlence fırsatının otaya çıktığı zaman dilimiydi”
 
 
Kuşluk vakti, köy hayatında insan ve hayvanlar için büyük önemi haiz zaman dilimidir. Bu zaman dilimi namazıyla da dinî ifadelerde yerini almıştır. İhtiyaca binaen çoğu kültürde kuşluk vakti etkinliklerini bulabiliyoruz.
Mübarek olarak, bereketli olarak ifade edilen kuşluk vakti, Orta Asya’dan günümüze kadar gelmiş, inancımızla da zirveye çıkmış kanaatindeyiz.
Kuşluk vaktinde sabahın erken saatlerinde geziye (otlama) çıkarılan hayvanlar; dinlenme, sağım, kırkım, yıkanma amacıyla kuşluğa yatırılır. Bu yatırım; ev yakınlarında, ev altlarında (sayat), ağıl ve sayvanlarda yapılırdı.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların dinlenmelerinin yanı sıra tarlada çalışanlar da bu zamanda dinlenmeye çekilirdi. En büyük sebep bu vakitte sıcağın etkisinin en yüksek olmasıydı. Kuşluk vakti;  insan gölgesinin üçayak boyu olduğu zamanda başlar, gölge insan boyunun 1,5 katına ulaştığı zamanda sona ererdi. Kuşlak vakti uygulaması, eski hayvancılık ortadan kalktığı için çevremizde uygulanmıyor, bundan dolayı geçmiş zaman kullanıyorum.
Kuşluk vakti, çoğu zamanda çocuklar için eğlence fırsatının otaya çıktığı zaman dilimiydi. Çocuklar oyunlarda aşırıya kaçarlardı. Allah korusun bazen ölümle, ağır yaralanmalarla sonuçlanan oyunlar bile olurdu. Kuzenim bu oyunlardan birinde kaza ile ölmüştü.
Çok sayıda komşumuzun çocuğu gözünden, kolundan, ayaklarından vb. yaralandı. Kuşluk oyunlarında ağırlık çelik çomak üzerine idi. Evlerden sürekli uyarı yapılmış olmasına rağmen, rağbet yine çelik-çomak oyununa idi. Bu oyunda dengesiz ve sert şekilde atılan çelikler çok göz çıkarmıştı.
Bir kuşluk vaktinde, daha sonraları okul yapılan boş bir arazide çelik-çomak oynuyorduk. Sıcak havadan ve aşırı performans gerektiren oyundan dolayı aşırı yorulmuştuk. Âdeta kan ter içinde kalmıştık. Fakat oyuna devam ediyorduk. Durumun farkında olan Emin Amca, çardaktan isimlerimizle hepimize seslendi. Evin önüne gelmemizi söyledi. Hepimiz oyunu bıraktık ve onun çağırdığı yere gittik. Emin Amca:
“Biraz dinlenin, terlisiniz biraz sonra su için, şu toplanan kirazları yiyin, sizlere anlatacaklarım var” dedi. O yıllarda büyükleri dinlemek nasıl bir keyifti anlatılamaz… Hepimiz etrafına toplandık. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.