Özür dilerim senden...

A -
A +
 “Hiç kötülük yapmadık kimseye bilerek... Hiç haksızlık, adaletsizlik de etmedik isteyerek...”
 
Bilmem affedebilecek misin, bağışlayabilecek misin? Hayal kırıklıklarını sönümleyebilecek misin hakkımdaki? Beklentilerimizi karşılayamadığımı biliyorum... Daha değişik olabilirdi hayatımız, farkındayım harcadıklarımın. Hep burnumun dikine gidişlerin, söz dinlemeyişlerin, köyün delisi oluşların, her şartta hakikate takıntılarımın bir sonucu olacaktı elbette.
Fikrini almadan, seni dinlemeden karar vermelerimin, kaçamak da olsa gökyüzüne tutunma çabalarımın; düşmelerimin, kalkmalarımın tekrar tekrar düşmelerimin sıkıntısıyla yaşadığımızın şuurundayım elbette.
Devamlı topun ağzındaydık. Çocukluğumuzdan kalmadır o karşı koyuş... Elimde değildi ikiyüzlülüğe katlanmak, oluverirdi şaşkınlarımız kendi kendine. Pişmanlıklarım var sana karşı, üzmüşlüklerim, ters düşmüşlüklerim... Onursuzluklarım yok ama.
Beni bilirsin, ben de seni... En azından utandırmadık birbirimizi. Aldatmadık, kandırmadık. Hiç yalan söylemedik ortak vicdanımıza, hiç kötülük yapmadık bilerek... Hiç haksızlık, adaletsizlik de etmedik isteyerek.
Bunca yıl geçmiş birbirimizle… Herkes bilir, ne çok güldük ortalık yerlerde. Kimse bilmez, ne çok ağladık gizli saklı köşelerde.
Daha rahat, daha sessiz, çalkantısız, inişsiz çıkışsız, endişesiz ve cesaretsiz… Kimseye sataşmayan, kimseye de hedef olmayan, kokmaz bulaşmaz bir karakter olabilir başımızı derde sokmayabilirdik.
Offf yazması bile çok sıkıcı... Sana da öyle gelmedi mi? Belki sen de ‘İyi ki böyle yaşadık, iyi ki eğlendik’ dersin. Hep o muzır tebessümle bakarsın. Yine anlaşırız, yine sarılırız... Küsmedik ama spor olsun diye barışırız. Beraber bisiklete biner... Uzuuun yolculuklara pedal basarız.
Bak işte 60 yaşımızı da devirdik... Birer ikişer uzaklaşıyor tanıdığımız suretler. Her gün yeni bir haberle ıssızlaşıyor etrafımız. Gerçi, hep ikimiz olduk en kalabalık anlarda dahi. Hemen hiç arkadaşımızın bulunmayışı, olanların da kalmayışı bu yüzdendir ya…
Affedebilecek misin, bağışlayabilecek misin beni? Hayal kırıklıklarını içselleştirebilecek misin?
Kabul ediyorum, daha değişik yaşayabilirdik hayatımızı, unutmadım boşa harcadıklarımızı. Ama hadi artık nazlanma daha fazla… Yıkma kaşlarımızı… İtiraf et... ‘Bu da güzeldi’ de. Tut elimden yine, o sevdiğimiz parka götüreyim seni. Her şeye rağmen yine özür diliyorum senden.
Bir ömürdür benim olan ‘Ben’imden… Kendimden...
      Hakan Kınay-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.