"Yoksa yarın şantiyeye uğrama!"

A -
A +
“Evet okuyup mühendis olmuştum ama bir Müslüman olarak namaz vazifemi bilmiyordum!..”
 
Şantiyedeki işçilerimin bir ramazanda teravih kıldırmamı istemeleriyle, başlayan hayatımdaki inanılmaz değişimi anlatmaya bugün de devam ediyorum...
İşçiler gayet samimi teravihi benim kıldırmamı istiyorlardı… “Hay Allah ne yapacağım şimdi ben?” dedikten sonra, işçilere döndüm... Karşılıklı olarak birbirimize çok saygı ve sevgimiz vardı. Dedim ki:
“Madem öyle düşünüyorsunuz ne diyelim, kabul... Ancak bu ilk teravihi siz kıldıracaksınız. Gerisini ben... İşçiler önce itiraz edecek gibi oldu ama “peki” dediler. Onları gönderdikten sonra beni aldı bir düşünce... Onlar teravih kıldır diyor ama ben daha namaz kılmayı bilmiyorum. Bir de yarın için söz verdim… Ne yapacağım Allah’ım?
Terden sırılsıklam olmuştum... Ama işçiler şu an beni bekliyorlardı. Kalkıp babamdan gördüğüm şekliyle bir abdest alıp utana sıkıla işçilerin arasına geldim... Beni gören herkes sevinmişti... Bir tanesi imam oldu ve namaz başladı... Ne rükûu ne secdeyi biliyordum...
İşçilerim, birer birer tekbir alıp namaza başlayınca, önce namazın tek tek kılındığını öğrenmiştim... Acaba hep böyle mi oluyordu? Gözüme imamı kestirdim... O nasıl yaparsa öyle yapacaktım... Bildiğim bir Fatiha suresi birer de Kevser ve İhlas sureleriyle, imam durumundaki işçimi fark ettirmeden taklit ederek, onun yattığı zaman yatıp kalktığı zaman kalktım... Daha sonra, bir işçi kamet getirdi ve hep beraber farzı kıldık... Beraber yatıp beraber kalktık. Peşinden de, teravih namazını... Onda da fark ettirmeden çevremi takip ederek kılıyordum. O zamana kadar, ne yalan söyleyeyim, her birini mühendisliğim sebebiyle kendimden altlarda gördüğüm işçilerim, yüce Allah’ın huzurunda öyle içten ve öyle bilerek, öyle şuurlu namaz kılıyorlardı ki, kendimi onların yanında kaba ve cahil, aciz bir kişi hissettim... Çünkü ben okumuş mühendis olmuştum ama bir Müslüman olarak en birinci vazifemiz olan namaz kılmayı bilmiyordum... Dünyaları bilsem neye yarardı?
Neredeyse üzüntümden ağlayacaktım... Bu duygular içerisinde namazımı hata yapmamaya çok dikkat ederek zorlukla bitirdim. Namazdan sonra işçilerle, “hayırlı sahurlar, hayırlı ramazanlar” temennisinde bulunup odama çekildim... Gece gözüme uyku girmedi... Öyle bir hırslanmıştım ki, tarif edemem... Kendi kendime söz verdim:
“Yarın ne yapıp edip namaz kılmayı öğreneceksin. Yoksa bu şantiyeye uğrama!” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.