“Kalk Gördes’e git!..”

A -
A +
“Artık ‘bu gece yarısı yalnız başıma yola çıkmak akıllıca bir iş değil' diye düşündüm.”
 
Yıl 1996… Yaz mevsimi… Türkiye gazetesinin büyük kampanyaları var. İşler yoğun, harıl harıl çalışıyoruz. Gazetemiz yüksek tirajlar yapıyor promosyonların tanıtımı ve dağıtımı yapılıyor. Akhisar, Kırkağaç, Soma, Gördes, Demirci, Gölmarmara ilçelerinin sorumlusuyum. Oradan oraya koşuşturup duruyoruz. Yoğun iş temposu var. Ben de hem bu iş yoğunluğundan hem de havanın çok sıcak olmasından dolayı hanımı ve üç çocuğumu aldım Gördes’e götürdüm. Gördes sorumlusu Mehmet Özdemir çok çalışkan halim selim bir arkadaş. Ailece devamlı gidip geldiğimiz bir abimiz. Hanımlarımız çocuklarımız da iyi anlaşıyorlar, sanki kardeş gibiler…
Mehmet Abinin de Gördes Çayboyu’nda tarlaları ve yazlık taş duvarlı eski evleri var. O evler çok serin olurdu, güzel uyku çekilirdi. Hatta Mehmet Abiye “burası benim yedi yıldızlı otelim” derdim de gülüşürdük.
Çocukları oraya bıraktım, Akhisar’a geri döndüm. Bir hafta sonra o bölgeye hem çalışmaya gidecektim hem de çocukları alıp gelecektim...
Bir hafta çabuk geçti. Cuma namazını kıldıktan hemen sonra Gördes’e gidip Mehmet Abiyi de alıp Hanya Demirci tarafına çalışma yapacağım diye programı bile yaptım. Ama o gün işleri bitirene kadar akşam oldu. Eve geldim akşam namazını kıldım. Geç oldu, artık Gördes’e bu akşam gitmenin bir alamı kalmadı. Akhisar-Gördes o günkü şartlarda gece, yaklaşık bir buçuk saat sürer. Gördes şehir merkezinden de Mehmet Abinin Çiller Köyü mevkiindeki tarlasına yaklaşık 20 km mesafe var. Oraya varman gece saat 01.00’i bulurdu. Onun için o akşam Gördes’e gitmekten vazgeçtim. “Sabah ola hayır ola” dedim. Pijamalarımı giydim. Evde yalnız başıma biraz uzandım. Yatsı namazının vaktinin girmesini bekliyorum. Namazı kılıp hemen yatıp sabah namazından sonra Gördes’e gitmem gerekiyordu. Ama nedense içimde bir ses “kalk Gördes’e git” diyor. Ben de kendi kendime “yahu yatsıyı kıl yat, yola çıkmanın zamanı değil” deyip o içimdeki sesi bastırıyorum. Yatsı namazını kıldım ama içimdeki ses gittikçe galebe çalmaya başladı… “Kalk Gördes’e git!” Böyle bir his var ve bu duygu içimde gittikçe çoğalıyor. Neyse yatsı namazını kıldım, yatağa girdim. Saat 24.00’e yaklaştı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.