Herkes yorgun ama herkes mutluydu...

A -
A +
 
 
 “Ofisinde siyasetçi, bürokrat vb. karşılar, öğleden sonra kitabevimizin eserlerini satar...”
 
Ege Bölge Temsilcimiz rahmetli Ziya Yalçın Abi ile tanışmamı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
İçeride biraz oturduk, Ziya Abi'yle tanıştık. Bize çay söyledi, çayları içtik. Akşam namazını orada birlikte kıldık. Baktım Ziya Abi Yüksek Mühendis. Diğer Abiler arasında albay olan var yarbay olan var. Cahit Abi Halk Eğitim Müdürü. Ama hepsinin hâl ve davranışlarını gözlüyorum, bakıyorum bunlar hepsi yüksek seviyeli insanlar… Ama hiçbirinde kibir enaniyet, benlik yok. Hepsi mütevazı insanlar... 
Ziya Abi “Hadi gidiyoruz” dedi. “Altındağ semtinde bir depomuz var oradan Türkiye Takvimlerini yükleyeceğiz.”
Onlar taksiyle biz de Ali Borazan Abi'nin emanet kapalı kamyoneti ile onları takip ettik. Altındağ’daki deponun önünde kapı açıktı ve iki kişi bekliyordu. Arabalardan indik. Kamyonetin kapağını açtık. Bekliyorum ki hamallar takvimleri kamyonete yükleyecekler…
Aaa? O da ne? Bir baktım Bölge Temsilcisi Ziya Abi ceketini kravatını çıkardı. Diğer abiler de aynısını yaptılar. Biri hemen kamyonetin üstüne zıplayıp çıktı. Diğerleri de takvim bloklarını kucaklayıp arabaya taşımaya başladılar. Ben şok!.. Şaşkın vaziyette onlara bakıyorum. Kendi kendime “Yahu bu adamlar hepsi makam mevki sahibi ama bu hizmete hamallık yapıyorlar. Aha yıllarca arayıp bulamadığım tablo karşımda. Sınıf yok, senlik benlik yok, herkes hizmet aşkıyla ‘bu işte nasıl bir katkım olur’ diye âdeta çırpınıyor. Bunu görür de ben durur muyum?
Hemen ceketimi çıkarttım, taşıma işine ben de koyuldum. Ama nasıl can u gönülden çalışıyorum. Kamyoneti yükledik. Herkes ter içinde kalmıştı. Ama herkes mutluydu. Bu davranışlarından çok etkilendim, takdirle karşıladım.
Ziya Abi’nin şu özelliği çoğu arkadaşta yoktu, sanki ona mahsustu. O, İzmir’in lüks semtinde hemen Fuar'ın arkasında büyük bir binada Ege Bölge Müdürlüğü hizmetini yürütüyor, basın yayın camiasının bölge müdürü, şık ferah büyükçe bir ofisi var. Sekreteri, çaycısı, her şey mükemmel; bugünkü deyimle çok havalı bir konumda... Sabahleyin ofisinde siyasetçileri bürokratları vb. karşılar, onlarla yüksek perdeden sohbet eder. Ama onları uğurladıktan sonra işlerini bitirir bitirmez birkaç arkadaşı yanına alıp İzmir sokaklarında Hakikat Kitabevi'mizin yayınladığı dinî kitapları satardı. Bir gün bir milletvekili onunla ilgili enteresan bir anekdot anlatmıştı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.